Anadolu
Yalnız senin tatlı esen havanda Kendi milli gururumu sezerim. Yalnız senin dağında, ya ovanda Başım gökte, alnım açık gezerim.
Sayfa 93 - Orhan Seyfi OrhonKitabı okuyor
Reklam
Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz yol; Ey hak, yaşa, ey sevgili millet, yaşa... var ol!
Sayfa 49 - Tevfik FikretKitabı okuyor
Bize hâk-i mezar ehven gelir hak-i mezelletten Ne gam pür-ateş-i hevl olsa da gavga-i hürriyyet
Sayfa 34 - Namık KemalKitabı okuyor
''Gecenin yalınlığı, karanlık, lambalar, her zaman şevkatle içine almıştır beni.'' Gece basit ve yalındır, bir yuva duygusunu çoğaltır insanın içinde. Şu yanan lambaların gerisinde ne çok hayatlar vardır, ne çok hayatlar, ne çok hayatlar... Aşk da bir yuva duygusu mu, yoksa bir yalnızlık mıdır? Alıp başını gitmek midir uçurumdan uçuruma? Ey beni şevkatle içine alan şeyler; bir annenin sevgisi, yağmurun ılıklığı, pastel renkleri bir sonbaharın, ''gecenin yalınlığı, karanlık, lambalar...''
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
Benim kadınlara ifrat-ı hürmetim vardır. Bütün bu âleme mensup olan güzellikler Benim gözümde kadınsız leyaldir yek-ser; Kadın bu zulmeti nuruyla hırpalar, dağıtır. Şefîk bir kadının sine-i nezihinde Yatarsa bir gececik hangi ıstırap uyumaz? Onun gözünden uçan en küçük tebessüm-i raz Hayal ü fikri yeşil bir cihan-ı ümmide Seyahat ettirerek müsterih ü müstesna Dakikalar yaşatır; bazı kimsesizliğine Bulur zavallıların, bir temayütiyle deva. Kadın bu annedir, âğuş-ı şefkatinde bizi Daha çocukken eder tesliyet rahîmane; Ve susturan da odur en birinci nalemizi.
Sayfa 72 - Celal Sahir ErozanKitabı okuyor
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak, O benim milletimin yıldızıdır parlayacak, O benimdir, o benim milletimindir ancak!
“Tarih”i “tekerrür” diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
Sayfa 67 - Mehmet Akif ErsoyKitabı okuyor
Bu memlekette de bir gün sabah olursa, Halûk, Eğer bu memleketin sislenen şu nasiye-i Mukadderatı kavi bir elin kavi, muhyî Bir ihtizaz-ı temasıyle silkinip şu donuk, Şu paslı çehre-i millet biraz gülerse... — o gün Ben ölmemiş bile olsam, hayata pek ölgün Bir irtibatım olur şüphesiz; — o gün benden Ümidi kes, beni kötrüm ve boş muhitimde Meraretimle unut; çünkü leng ü pejmürde Nazarlarım seni maziye çekmek ister; sen Bütün hüvviyet ü uzviyyetinle âtisin: Terennüm eyliyor el’an kulaklarımda sesin! Evet, sabah olacaktır, sabah olur, geceler Tulû’-ı haşre kadar sürmez; âkıbet bu sema, Bu mai gök size bir gün acır; melül olma. Hayata neş’e güneştir, melal içinde beşer Çürür bizim gibi... siz , ey feza-yı ferdanın Küçük güneşleri, artık birer birer uyanın! Ufukların edebi iştiyakı var nura. Tenevvür, asrımızın işte ruh-ı âmâli; Silin bulutları, silkin zılal-i ahvali, Ziya içinde koşun bir halas-ı meşkûra. Ümidimiz bu: ölürsek de biz, yaşar mutlak Vatan sizinle şu zindan karanlığından uzak!
Sayfa 48 - Tevfik FikretKitabı okuyor
Reklam
Ve ben -aptal gibi- hala, “Bu denli kötü olunamaz” diye düşünüyorum.
Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı
AŞK Hayatın hızıyla yaşadık o aşkı Her şey bir anda başladı Yaşandı Ve bitti... Yan yana gidip de bir süre Ayrı yönlere uzaklaşan İki tren gibi...
Sayfa 161Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.