Münci Kapani yıllar önce bugünkü durumu öngörmüş.
Şeriat düzeninin özlemini duyan laiklik karşıtı akımlar, iktidar çevrelerinin de desteği ve bazı İslam ülkelerinden akıtılan büyük paralarla gün geçtikçe güçlenmekte ve örgütlenmektedirler. Bunlar, imam-hatip liseleri mezunlarına üniversite kapılarının açılmasından sonra devlet mekanizması içinde kadrolaşmaya ve kilit mevkilere gelmeye başlamışlardır. Böylece, devlet ve toplum içinde vakıflarıyla, bankalarıyla, şirketleri ve yayın organlarıyla büyük bir anti-laik güçler yumağı oluşmuştur. İşlerin bu noktaya gelmesinde 12 Eylül dönemi yöneticilerinin de sorumluluk payları olduğunu söylemek gerekir. ''Atatürk ilke ve inkılapları''nı dillerinden düşürmeyen bu yöneticiler, yerleştirmeyi tasarladıkları yeni devlet düzenine bir dayanak olarak toplumda din duygusunun güçlenmesinde yarar görmüşlerdir. Ülkedeki irtica hareketlerine arka çıkmayı istememiş olsalar da, bugün sık sık tekrarlanan deyimle ''birlik ve beraberlik'' içinde ''sessiz ve uysal'' bir toplum yaratmak için din eğitiminden ve ideolojisinden yararlanmak istediklerini söylemek herhalde yanlış sayılmaz.
Sayfa 131Kitabı okudu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Başlangıç Metni
Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda; Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye
Reklam
OY TOPLAMAK İÇİN VERİLEN TAVİZLER
Cumhuriyetin ilanından sonra uygulanan tek partili yönetim sistemi süresince Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusundaki icraatlarla sindirilen irticai fikirler, 1946 yılında çok partili sisteme geçiş ile birlikte oy toplama amacıyla verilmeye başlanan tavizler sonucunda yeniden ortaya çıkmıştır.
Geri13
37 öğeden 31 ile 37 arasındakiler gösteriliyor.