Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şark Islahat Planı’ndan Bu Yana Cumhuriyetin Kürtlere Yaklaşımı Üzerine
Osmanlıdan başlayarak Türkiye tarihi hep özel hal yöntemlerine tanık olmuştur. 18 kardeşini bir gecede iktidarın selameti için katleden bir rejimin başka türlü olması da mümkün değildir. Bu özel hal uygulamaları, denetim altına alınan toplumları, halkları, inançları, siyasal düşünce akımlarını, renkleri ezmek, çoğu zaman da başkalaştırmak için hep
Atatürk’ün önderliğinde 1925 yılında kurulan Türk Hava Kurumunda,kurulduğu günden bugüne kadar yaşanan bir cok olayı okuduğum eserde yazarımız daha ilkokul birinci sınıftayken sınıfta yaptığı kagit uçakları havaya atarak,kagir uçaklarin havada kac dakika kaldığı denemeleri sonrası,yüreği göklerde kalmış ve çocukluğundan itibaren haritaları
Reklam
TARİHİ ONLARA BORÇLUYUZ TURAN DURSUN (1934 - 4 Eylül 1990, yazar, düşünür, eski imâm ve müftü) Bu başlık altında tanıtacağım ikinci devrimcidir o… İbn-i Râvendî'nin takipçilerindendir. Yaptığı araştırma çalışmalarında İslamiyet’i ve onun peygamberi Muhammed'i ağır bir biçimde eleştirmiştir. Monoteistik dinler tarihi eğitimi görmüştür. Ateist
Orhan Pamuk Okuması Sonrası
Aslında romancı olmak istiyordum. Ama anlatacağım olaylardan da anlayacaksınız ki romancı olamadım. Şimdi ise burada, çocukluğumdan beri babamla ufak tefek de olsa sorunlar yaşayıp, bir nevi sığındığım bu sessiz evde, saf ve düşünceli bir romancı gibi camdan, az ilerideki bahçede çalışan kuyucu ustası ile çırağını izliyordum. Bu sessiz evimiz
Atatürk'ün bir Anektodu.
İngiliz Kralı VIII. Edward İstanbul’a Atatürk’ü ziyarete geldiği zaman, Atatürk kendisine bir akşam ziyafeti vermişti. Ziyafetten önce: - Bana İngiltere sarayında verilen ziyafetler ne şekilde olur, onu bilen birisini yahut bir aşçı bulunuz!... dedi. Sonunda İngiliz sofra merasimini bilen bir kişiden öğrenerek sofrayı o şekilde düzene koydular... Akşam Kral sofraya oturunca kendisini kral sarayında zannederek memnun oldu. Atatürk’e dönerek: - Sizi tebrik eder ve size teşekkür ederim. Kendimi İngiltere’de zannettim, diyerek memnuniyetini bildirdi. Sofraya hep Türk garsonlar hizmet etmekte idi. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Yemekler de halılara dağıldı. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Fakat Atatürk Kral’a eğilerek: - Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim, dedi. Bütün sofradakiler Atatürk’ün zekasına hayran oldular. Atatürk garsona da “görevine devam et” emrini verdi.
O eve hem Nazım Hikmet hem de Alparslan Türkeş gitti "Nâzım ve Türkeş… İkisi de sürgün… Benim evimde… Belki de o zamanlar zıt insanlar zannedilirdi. Hiç de değil." Bu yıl Şubat ayında yitirdiğimiz yazar ve diplomat Aydemir Balkan'ın basımını göremediği kitabı "Tanıdığım Eşsiz İnsanlar" Tarihçi Kitabevi'nden çıktı. Balkan'ın