Tutunduğu bütün tanrısal iplerin lime lime döküldüğünü fark etmeye başlayan İblis, az daha doğruldu. İpler salkım saçak eline geldikçe gücü de inadına yerine gelir gibiydi. Ne tezat!
Sayfa 117 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
"Biz sana secde ediyoruz ey Adem!" diyordu onun geçişi sırasında su gibi yarılan melekler topluluğu.
"Ziyade yalakalık!" diye düşündü Azazil.
Sayfa 102 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bazen öyle olur
"Seni görmeye koştuğum için seni gördüğümü fark etmemişim..."
Sayfa 68 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Doğru tespitler
Tevazu o kadar büyüktü ki, bu Azazil'e gösteriş yapmak, hava basmaya çalışmak gibi geldi.
Sayfa 54 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
"... Biz bütün cennet sakinleri, ezcümle, noksansız, birtamam, Allah buyruğu ile ve O'nun yüce rızası için Adem'i sevip sayacak, koruyup gözetecek..."
"Yok artık! Bir de secde etseydik bari..."
Sayfa 53 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Sezgin Kaymaz'ın gözünden Cennet'ten Kovuluş'u okuma heyecanı
Azazil, sevgili dostu, tebliğ meleği Cebrail'e, ki ona biraz da iltifat olsun diye "Büyükelçi" derdi, daha önce kaç defa, "Benim dersim bitmeden onu bunu çağırmak için anons yaptırma!" diye ricada bulunduğunu hatırlamaya çalışıyordu. O bir matematik dehasıydı, az uğraşınca hatırladı: "Altı yüz altmış altı! İnsaf artık!"
Sayfa 29 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bilgi ancak kullanıldığı zaman bilgi vasfı kazanır. Bilgiye hiç kullanmadan sahip olmakla o bilgiye hiç sahip olmamak arasında en ufak bir fark yoktur.
Sayfa 200Kitabı okudu
Sen değiştiysen herkes ve her şey değişmiş demektir. Tıpkı her şey ve herkes değişirken senin de farkında olmadan değiştiğin gibi.
Sayfa 121Kitabı okudu
Bir varlık değişiyorsa eğer, bütün kainat değişiyor anlamına gelirdi bu. İsteyen değişmediğini düşünsün, dileyen değişmemek için ayak tabanlarını toprağa mıhlasın, herhangi bir '' şey'' deki değişim, diğer bütün "şey"leri değiştirirdi. Bir ufacık kımıltı, kainatı yerinden oynatırdı.
Sayfa 120Kitabı okudu
Bak şimdi, 'Güzel' demek kıyas kabul etmez demektir meleğim. Bir şey güzelse eğer o, o derece eşsizdir ki onu hiçbir şeyle mukayese edemez ve ona 'güzel' dersin. Yalnızca 'güzel'. Oysa 'Çok güzel' dediğin zaman, farkında ol ya da olma, onun başka güzellerle mukayesesinin mümkün olduğunu da söylemiş olursun. Ki o zaman da onun güzelliği izafi bir güzelliktir, senin gözlerindeki güzellikten ibarettir manası çıkar bu dediğinden.
Sayfa 63Kitabı okudu