Buyrun gelin...Hep birlikte düşünelim..!!
Ateş topu ve kan gölüne dönen gezegenimiz öncelikle neye muhtaç? Özgürlük mü? Adalet mi? Barış mı? Hukuk mu? Ahlak mı? Siyasi istikrar mı? Teknolojik gelişmişlik mi? İnsan Hakları mı? Manevi değerlere sahip çıkmak mı?... Hepsi teker teker önemlidir elbet ama daha önemlisi insanlık olarak iyiliği emredecek her türlü kötülükten sakındırmaya çağıracak bir sese muhtacız. Bu vicdani, ahlaki, insani sorumluluğu alacak bu uğurda risk almaktan çekinmeyecek insanlığın kurtuluşu için kendini feda edebilecek gönüllere muhtacız. Kabul edelim geleceğimiz bulanık.. Görmediğimiz zorluğun kalmadığı bu çağın yarınları karanlık.. Bunca acıya zulme seyirci kalmak hangi kelimeyle ifade edilir? Katılaşan kalpler, kuruyan vicdanlar yaşanan acılara ne kadar da yabancı.. Bu zulme karşı ortak bir direniş ruhu şarttır, farzdır. Küresel trajedinin pasif izleyicileri olmaya ikna edilmişiz ama bize düşen Ulvi amaçlara kendini adamaktır. Evet adanmışlık.. Kendini önceleyen ve sadece kendi için yaşayanların kimseye verecek bir şey yoktur. Başkasının yardımına koşan bunun için yaşama erdemi kuşananlar ile yürür bu dava. Aşırılıklarımıza, asabiyetlerimize, alışkanlıklarımıza sarf ettiğimiz enerjiyi adanmışlıklarımıza kanalize edersek ancak önümüzdeki engeller ortadan kalkar.
uyumsuzluğun şiiri
Sana göre değilim; sırtımda kambur viraneleri ömrün Ellerimde birikmiş kan damlaları; ayaklarım tutuklu Yüzüm taze değil; kirpiklerim yıpranmış Gözlerim diri, bakışlarım afacan değil meydanlarda  Yürüyoruz deniz kenarında; her şey kararıyor Bakıyoruz gönlümüzce ufka; bulutlar yanıyor Hiçbir şey gereğince olmuyor, ne sessizlik, ne çığlık Ayağa
Reklam
DÜNYADA MISIR İSKENDİRİYE KENTİNDE KÜTÜPHANENİN KURUCUSU, İLK BİLİM KADINI VE DÜNYANIN YUVARLIK OLDUĞU BULAN İLK BİLİM İNSANI Karanlığın linç ettiği kadın: Hypatia Bundan yaklaşık 1600 yıl önce Mısır’ın İskenderiye kentinde korkunç bir cinayet işlenir; ‘iffetsiz’ ve ‘günahkâr’ olmakla suçlanan bir kadın toplumun gözleri önünde ‘öfkeli’ bir güruh
Sınıfta kaldığım o sene - Nihat Genç
Sınıfta kaldığım o sene (hikaye).......... (dikkat yazı çok uzundur) BİR
Biz, diğerleri, çatı ve devlet
Dr. Yüksel Hoş  Salı 21 Haziran 2022 "Boj na Kosovu" (Kosova Savaşı) 1989'da, Yugoslavya daha bitmeden birkaç sene önce yapılmıştı bu film. 1389 yılında Osmanlı orduları ile savaşan Sırp Krallığının işlendiği ve Miloş Obiliç'in Sultan Murad'ı hançerlediği sahnenin gösterildiği bu film, Yugoslavya'da bir tabunun
Kalbin Vîrâneliği: KİBİR Osman Nuri Topbaş YÜZAKI DERGİSİ Hazret-i Mevlânâ’nın Gönül Deryâsında Sır ve Hikmet İncileri Yıl: 2017 Ay: Mayıs Sayı: 147 Mücerred hakikatler, teşbih ve temsillerle müşahhas hâle getirilince; kalpler, onları çok daha iyi idrâk eder. Hazret-i Mevlânâ; mânevî kıymetlerin şeytan ve nefsin hilesiyle nasıl
Reklam
351 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.