Dilerim ki bu ziyafetten daha iyisini görmeyesiniz, sizi sözde dostlar sizi! Size en yakışanı dumanla ılık sudur. Timon'dan göreceğiniz son ziyafet: bu, işte: Üzerime pul pul yapışan yaltaklanmalarınızdan yıkanıp temizleniyor ve sizin buram buram terleyen alçaklığınızı yüzünüze savuruyorum. (Suyu yüzlerine atar.) Çok yaşayın ama herkesten nefret görerek yaşayın; sizi sırıtan, sureti haktan görünen iğrenç tufeyliler! Sizi yüze gülüp arkadan kuyu kazanlar, sevimli görünüp baş yiyen kurtlar! Sizi boynu bükük ayılar sizi! Servet budalaları, çanak yoldaşları, mevsim sinekleri, baş açıp diz çöken uşaklar, uçucu dumanlar, dönek herifler sizi! Canlı varlıkların uğradığı dertlerin hepsine birden uğrayın! Ne, gidiyor musunuz? Acele etmeyin! Önce ilacını al! Sen de! Sen de! Dur sana para vereceğim; ödünç alacak değilim. Ne, hepiniz de gidiyorsunuz demek? Bundan sonra bir alçağın ağırlanmadığı ziyafet ziyafet değildir. Ey konak yan! Ey Atina yere geç!
Sayfa 66 - Milli Eğitim 1965 BaskısıKitabı okudu
Eğer hikmet eziyet çekmekte ise, zincirlere vurulmuş mücrim (suçlu), hâkimden daha hikmet sahibidir.
Sayfa 58 - Milli Eğitim 1965 BaskısıKitabı okudu
Reklam
Bütün dalkavukların ruhu aynı soydandır, bir tabaktan yemek yediği her adama insan dost diyemiyor.
Sayfa 48 - Milli Eğitim 1965 BaskısıKitabı okudu
Her insanın kendine göre bir kusuru vardır, Timon'un kusuru da fazla açık kalbli oluşu.
Sayfa 43 - Milli Eğitim 1965 BaskısıKitabı okudu
Cömertliğin asıl düşmanı, kendi eli açık diye herkesi de eli açık sanmaktır.
Sayfa 41 - Milli Eğitim 1965 BaskısıKitabı okudu
Ah bu insanların kulağı güzel nasihatlere kapalıdır da dalkavuk sözlerine açıktır.
Sayfa 29 - Milli Eğitim 1965 BaskısıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.