Uzun zamandır bir kitaptan bu kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum. Max ve Nadia nın hikayesinin her evresinde gözyaşlarımı tutamadım. Savaşların ne çok hikayeyi yarım bıraktığını kuşaklar boyunca anlatan çok çok güzel bir hikaye. Struma gemisinin gerçek olması ise hikayeyi daha çarpıcı kılıyor. Ve "Kötünün Zaferi" nden alınan şu alıntı her çağa, her döneme, her iktidara söylenmiş gibi :
'Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşimden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka bir karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için de adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir.
Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç, adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. HAKLI OLANI GÜÇLÜ KILAMADIĞIMIZ İÇİN DE GÜÇLÜ OLANI HAKLI KILDIK. '
Auerbach.