246 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
BENITO PÉREZ GALDÓS, FEMİNİZM VE İSPANYOL EDEBİYATINDA “REALİZM”
Benito Pérez Galdós, 1843 yılında Kanarya Adaları’nda dünyaya geldi. Kendisi, kimi çevrelerce Cervantes’ten sonra en başarılı İspanyol yazar kabul edilir. Fakat bana kalırsa bu tür benzetmeler İspanyol edebiyatı özelinde pek bir anlam ifade etmez çünkü herkes beğendiği ya da başarılı bulduğu yazarlara “çağımızın Cervantes’i” ya da “ikinci
Tristana
TristanaBenito Perez Galdos · Opera Kitap Yayınları · 2021569 okunma
Tesettür neden farz? Yeni Dünya Düzeni ve Barbie Bebekler
Soru: Tesettür neden farz? Ateistler, kadın özgürlüğü sınırlandırılıyor diye propaganda yapıyorlar ve cinsel serbestliği ahlak kuralı olarak görmek istemiyorlar. Tesettürün getirisini götürüsünü açıklar mısınız? Cevap: Yeryüzüne nizam vermeye çalışan çok sayıda kuvvetler var fakat temelde bunların ayrıldığı ana iki kuvvet, insanlığın tâ ilk
Reklam
960 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Decameron
Dünya Edebiyatı o zamanlar bir toz bulutundan ibaret, Cervantes'in Don Kişot'u yazmasına daha vardır. Kara Vebanın Avrupa'da milyonlarca insanın hayatın aldığı dönemde, bir adam Edebiyat dünyasına öykü türünü kazandırarak yeni bir soluk getirmiştir. Bu adam Giovanni Boccaccio'dur. Kendisi gibi dünya Edebiyatında çok ünlü Dante'den ilham alarak yazarlığa adım atmıştır. Veba sonrası Floransa'ya dönen yazarımız, Decameron'u kaleme almaya başlar. Decameron Yunanca birleşik bir kelimedir, on günlük olay anlamına gelir. 7 kadın ve 3 erkekten oluşan karakter grubu, salgının halkı mahvettiği Floransa'dan uzaklaşarak, gönüllerince eğlenmek için önce Fiesole yakınlarına, sonra da bir şatoya giderler. 10 kişiden oluşan bu grup 10 gün boyunca her gün bir kişinin liderlik etmesiyle toplanır. Birinci ve dokuzuncu günler dışında diğer günler o günkü Kral veya Kraliçenin belirlediği konu hakkında öyküler anlatılır. Her kişi günde bir öykü anlatır, okura toplamda 100 öykü sunulmuş olur. Öyküler genelde didaktik bir tema taşıyor. Kitap kapağından anlaşıldığı üzere Binbir gece masalları tadında öykülerde mevcuttur. Kapağa bakarak yadırgayan çok insan var, lakin hiçbirimizi leylekler getirmedi, cinsellik insan doğasının bir parçasıdır o yüzden bu ön yargı özünü inkar etmektir... İçerikteki hiçbir öykü vasat olmuş diyemiyorum, çünkü hepsi en az bir tane insani duyguyu okura hissettirmeyi başarıyor... Her sayfasını keyif ve zevkli okuyacağınız tarihin ilk öykü kitabını bu kadar beklettiğiniz için pişman olacaksınız...
Decameron
DecameronGiovanni Boccaccio · Oğlak Yayıncılık · 20181,221 okunma
Hediye mi Lanet mi?
Tanrının bize verdiği hediyeler bir yandan bizim lanetimiz olabilir mi? Cinsellik, hormonlar, duygular, düşünceler... Cinsellik ve hormonlar seni bir adama/kadına aşık edebilir güzel şeyler yaşatabilir, ama insanoğlunun o garip doğası işlemeye devam ettikçe bu durum tersine dönebilir; seni etkileyen başka bir adam/kadın bulabilirsin ve sırf bu
Eğitim şart!!!
Ah şu "ahlak" çocukluktan itibaren biraz daha iyi öğretilebilse de, belediyelerin ve devletin önemli makamıanna gelenler için, gazetelerden okuyup televizyonlardan duyduğumuz yolsuzluk, çalma çırpma gibi ahlaksızlıklardan söz edilmese. Eğitim şart!!!
Reklam
Tanrı'ya inanıyorum ama ateist ahlakçıları destekliyorum.
Cinsel ahlakın tarihsel gelişimini incelediğimizde, dinsel ahlakçılar "Tanrının yasalarını" cinsel ahlakın yasaları olarak kabul etmektedirler. Yakın zamanın evrensel ateist ahlakçıları ise, insanın, bireyin kişisel ve cinsel özgürlüklerinin gelişi­mini ve "bilimsel doğruları", cinsel fizyolojiyi, cinsel ahlakın temeline yerleştirmeye çalışmışlardır.
İffet filmi bu duruma bir örnek aslında
Ülkemizde de bugün kadın erkek arasında "ikiyüzlü bir ahlak" anlayışı görülebilmektedir. Bu anlayışa göre genel olarak erkek tümüyle özgür, kadın ise baskı ve şiddet altındadır denebilir. Örneğin iffet, kadın için gerekli bir fazilet olduğu halde, erkek için üstünde durul-maması gereken bir olgu olarak görülmektedir. İffetsiz bir kadın toplum tarafından namussuz olarak yargılanmaktadır. Erkek için ise iffetsizlik bir sorun oluşturmamaktadır. Bu ikiyüzlü değer yargısının sonucunda kadınlar üzerinde korkunç bir baskı oluşmaktadır.
Akif Poroy'un bizden biri olduğunu bu satırlardan anlayabilirsiniz.
2008 ve 2009 yılbaşında Taksim'de yabanilerin yabancı kadınlara yaptığı cinsel tacizi herkes televizyonlarda izledi. Cinsel eğitimin ne kadar önemli olduğunu kanıtlayan kötü ve utanç verici bir örnek. Acaba bu utanmaz tacizciler sadece birer sapık olarak mı değerlendirilebilir? Yoksa bu sapıklar, hazine arazisine gecekondu yapan on binlerce açıkgözün, sahte ilaç ve hileli gıda satan madrabazın, inşaatta malzeme çalan inşaatçının, anayasayı bir kerecik delenin, hak hukuk ve insan haklarını çiğneyenlerin, televizyonlarda sürekli şiddet filmleri oynatanların, bankaları hortumlayanların, devletin malını yiyenlerin, hırsızla­rın, soyguncuların, vurguncuların ve benzerlerinin tacizci ahlak anlayışı etkisiyle mi bu şekilde hayasızca davrandılar?
Pornografi antik Yunan'da fahişelerin yaptığı çizimlere denirmiş. Cinsel nesnelerin, ki buna insan vücudunun her kısmı ve birtakım yapay aletler giriyor, cinsel anlamda tahrik etmek amacıyla, herhangi bir yazılı veya resimli şekilde gösterilmesi ve sergilenmesidir.
431 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.