Sınav günün geliyor ve sen kalkmıyorsun. Önceden düşünülmüş bir hareket değil bu, bir hareket de değil zaten, bir hareket yokluğu, yapmadığın bir hareket, yapmaktan kaçındığın hareketler. Erken yatmıştın, rahat bir uyku çekmiştin; çalar saatini kurmuş, çaldığını işitmiş, çalmasını beklemiştin, en azından dakikalarca beklemiştin, ya sıcaktan ya ışıktan, ya da sütçülerin, çöpçülerin gürültüsünden ya da beklemekten uyanmıştın zaten.
Çalar saatin çalıyor, kesinlikle kımıldamıyorsun, yatağında kalıyor, gözlerini yeniden yumuyorsun. Komşu odalarda başka çalar saatler çalmaya başlıyor. Su seslerini, kapanan kapıları, merdivenlerdeki hızlı ayak seslerini işitiyorsun
...
Kımıldamıyorsun. Kımıldamayacaksın. Bir başkası, bir benzerin, senin hayaletimsi işine düşkün bir eşin artık yapmadığın hareketleri, senin yerine, bir bir yapıyor belki: Kalkıyor, yıkanıyor, traş oluyor, giyiniyor, çıkıyor. Onun merdivenlerde sekmesine, sokakta koşmasına, otobüse tam kalkarken yetişmesine, söylenen saatte nefes nefese, neşeyle salonun kapısına varmasına ses çıkarmıyorsun. Genel Sosyoloji Yüksek Öğrenim Sertifikası. Birinci yazılı sınav