Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Napoli'ye transfer olduktan sonra takımı uzun süre tek başına sırtında Taşıyan Maradona, kulüp başkanı ile yaptığı bir toplantıda "kimi transfer edelim istersin, takımın en büyük sorunu ne"? sorusuna "Paul Mcgrath'ı istiyorum, hem de çok istiyorum, çünkü geride oyun kurmamız gerek. Sıkışınca her topu kalecimize geri atıp tekrar degajla ileri atmasını beklemekten vazgeçmemiz lazım. Benim boyum 1.65 ama top tekniğim 1.90!" cevabını verdi.
Löw: "2005'te Klinsmann ile beraber çalışmaya başladığımızda milli takımda oyuncularımızın topu kontrol etme ve pas vermesi arasında geçen ortalama süre 2,8 saniyeydi. Çok fazla yatay oynuyorduk ve yavaş kalıyorduk. Euro 2008'de finale çıkarken Bu süre ortalama 1,8 saniye olmuştu. 2010 Dünya Kupası'nda ise 1,1 saniye işte 2010 yazında İngiltere ve Arjantin karşısında aldığımız 4 gollü galibiyetlerin Sırrı burada yatıyor. Bu maçlarda Bazen bu süreyi 1 saniyenin bile altına düşürmüştük! 2010 yılında sadece İspanya bu dalda bizden daha iyiydi ki o yaz Dünya Kupası'nda İspanya kazandı!"
Reklam
Ragnick'in en değerli tespiti şu olmuştur: "iki temel öğe" Topun sizde olması ve topun rakipte olmasından daha belirleyici olan, bu ikisi arasındaki geçişlerdir. "savunmadan hücuma, hücümdan savumaya geçiş" çünkü futbol artık çok daha hızlı oynanıyor. Gerçekten de artık en fazla gol atma şansına Sahip olduğunuz süre, topu rakipten kaptığınızdan sonraki 10 saniyedir! topu rakipten kapma ihtimalinizin en yüksek olduğu süre ise topu rakibe kaptırdığınızdan sonraki 8 saniyedir!
Hovarda yayıncı batınca futbol düzliğe çıktı?
II. Dünya Savaşı bittiğinden beri bu kadar büyük ölçekli iflas eden ilk Alman şirketi Kirch oldu. " 10 milyon Türk'ün yaşadığı Almanya'nın benzer bir versiyonu muyuz?" Diye sormadan edemiyorsunuz. Uzun lafın kısası Türkiye'deki "Yayıncı kuruluş olmasa ülke futbolu batar" teorisinin tam tersine Almanya futbol Kirch'in iflası ile adeta en başarılı dönemine başladı. Burada kesinlikle "Türkiye'deki yayıncı kuruluş batsın Türk futbolu hemen düzlüğe çıkar" demek istemiyorum, Böyle de düşünmüyorum, çünkü bizdeki durum Almanya'daki kadar saf mantık üstüne kurulu değil, arapsaçından bile daha karmaşık. Türkiye'de halen en üst kümeyi de devlet finanse ediyor, devlet liglere sponsor oluyor, sonra serbest piyasa denilip pazarlamadan bahsediliyor yani mantıda bile daha çok mantık var!
Barcelona'nın kalesini koruyan bir başka Alman kalecilik harikası Ter Stegen, ilk olarak 4 yaşında Borussia Mönchengladbach futbol okuluna adımını atmıştı. Tarihimizin en başarılı kalecisi ve Dünya Kupası'ndaki en büyük başarımızın kilit ismi olan Rüştü Reçber ise ilk olarak 17 yaşında kaleci eldivenlerini giymişti. O da o gün asıl kaleci sakat olduğu ve orta sahada rüştünün yerine oynayacak başkaları olup Kalede oynayacak başka bir oyuncu olmadığı için! yani Mehmet Demirkol'un Bence 2004-2014 arası Türk futboluna cuk oturan tespitindeki gibi: Tam anlamıyla bir üretim hatası! Ancak Arda örneğinde olduğu gibi oyuncu ve Türk futbolu lehine bir üretim hatası. Peki acaba Rüştü Reçber de zamanında Ter Stegen'in aldığı kalecilik altyapısı eğitimini alsaydı, yani Ayaklarını da elleri kadar ustalıkla kullanmayı Çekirdekten öğrenseydi, transfer olduğu Barcelona'da kalıcı olma ihtimali çok daha fazla olmaz mıydı?
Almanya'nın 2014 Dünya Kupası şampiyonu olduğu 2013-2014 futbol sezonunda Bundesliga'da forma giyen oyuncuların 3'te 2'si Almanya pasaportuna sahipti. O sezon ligde forma giyen oyuncuların %16'sı ise Almanya U21 milli takımı forması giyilebilecek yaştaydı! Yani Almanya'nın Salih uçan'ları Emre çolak'ları Okay yokuşlu'larının yedek kulübesi ve idmanlarda pişmesi beklenmiyor. Direkt en iyi antrenmanın maç olduğunu adı gibi bilen yeni Alman sistemi gençleri yavaş yavaş ısıtıp sürekli oynatarak geliştiriyor. Biz ise Türkiye'de Birçok genç yeteneği pişireceğiz diye ocakta fazla beklettik ve adeta tencerenin altını yaktık
Reklam
Alman futboluna yön verenler, yabancı kontenjanında Bizim Türkiye'de 2015'ten önce yaptığımız gibi ezbere sınırlama hataları yapmadılar. Almanya'da 2001'de Energie Cottbus, un yaptığı gibi halen 11 Alman olmayan oyuncuyla sahaya çıkıp 3 tane de Alman olmayan oyuncuyu sonradan oyuna dahil edebilme hakkına sahipsiniz. Hatta Bundesliga, büyük ligler arasında AB vatandaşı olmayan oyuncuları kadroda bulundurma konusunda en esnek liglerin başında geliyor. Bu yabancı esnekliğin yerli Alman oyuncular üzerinde pozitif etkisinin Zirve noktası ise Şüphesiz 2013 Şampiyonlar Ligi finali. Bu finalde iki Almanya temsilcisi Dortmund ve Bayern Münih karşılaşırken 90 dakika boyunca 26 oyuncu formayı giydi ve 15'inin Alman pasaportu vardı! Ayrıca Götze, Kross ve Badstuber gibi Almanya milli takımının önemli isimleri o finalde sakatlıklarından dolayı forma giyemediler.
Bu kitap bunları anlatıyor; kim nasıl kazanıyor? kim nasıl yetiştiriyor? Almanya Jancker vasatlığından Thomas Müller ve Manuel Neuer mükemmelliği seviyesine nasıl ulaştı? İngiltere Premier Lig'deki futbol estetik açıdan başta La liga'daki olmak üzere birçok ligden geriye iken nasıl oluyor da dünyanın en çok rağbet gören ligi olmayı başarıyor?Portu gibiler ise transfer aklıyla nasıl hepsini geçip Şampiyonlar Ligi'ni dahi kazanabiliyor? Türk futbolu ve Türkiye ligi ise neden sadece borçlanma dalında şampiyon oluyor? hep bir ileri iki geri gidiyor? Sürdürülebilir başarı bir şehir efsanesi mi yoksa insana yatırım yapan her futbol Ülkesi Sürdürülebilir başarıya "mahkum" mu? bu satırların yazıldığı anda son Dünya Kupası'nda(2014) şampiyon olan Almanya ile başlayalım gerisi bir Iniesta verkaçı gibi gelsin...
Mourinho'nun meşhur sözünde olduğu gibi; baskı ve yorgunluk günümüz futbolcularının bahanesi olamaz, günde 15 saat çalışıp ayda birkaç yüz Euro kazanabildikten sonra eve zar zor dönen Baba yorgun olur, onun üstünde baskı olur.
1993-1994 sezonunda Bundesliga’da oynayan 358 oyuncunun sadece %17’si Alman değil, yabancıydı. Almanya milli takımı ise bu %17’den birisi olan Letchkov’un golü sonucu o yaz 1994 Dünya Kupası çeyrek finalinde Bulgaristan’a elendi. Yani halen size “Türkiye Milli Takımı’nın en büyük sorunu ligdeki yabancı sayısının artması” diye ezberden sayıklayan birisi varsa hemen o anda oradan Lahm deparı atarak kaçın!
Reklam
Altyapıdan oyuncu yetiştiremeyen, üstyapıda futbol ürününü pazarlamayı beceremeyen, transferi de akıllıca yapamayan kulüplerin borçtan başka neyi olur ki?
Sayfa 190 - Profil KitapKitabı okudu
Leicester gibi kendi tarihsel başarı ortalamasının üstüne çıkan neredeyse her takımın yükselişinde kilit rol oynayan bir savunmacı transferi bulabilirsiniz.
Sayfa 156 - Profil KitapKitabı okudu
Artık İlk 16'lar Olmalı :D
Aşırı endüstriyel futbol çağında hem daha çok maç oynanıyor hem de futbol daha öncesine göre çok daha hızlı ve yıpratıcı biçimde oynanıyor. O yüzden ilk 11'ler kadar ilk 14'ler yani oyuna sonradan giren oyuncular da çok büyük önem ve değer taşıyor.
Sayfa 154 - Profil KitapKitabı okudu
Türkiye'deki birtakım yönet(emey)icilerin yaptıkları berbat transferlerden sonra sözleşme feshettikleri oyuncuya hak etmedikleri maaşları ödemeleri ise "Zararın neresinden dönemezsen daha da büyük zarar"dır.
Sayfa 128 - Profil KitapKitabı okudu
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.