Kimse benim gibi düşünmek zorunda değil, ancak başta futbol olmak üzere herhangi bir konu üzerine konuşup yazarken herkes düşünmek zorunda. Yoksa bir dönem biter, başkası başlar ve sizi kimse hatırlamaz. Düşünmeyen herkes çöpe gider... Düşünenler ise düşünerek önce ayağa kalkar, sonra zirve yapar.
Sayfa 18 - ProfilKitabı okudu
Yani halen size “Türkiye Milli Takımı’nın en büyük sorunu ligdeki yabancı sayısının artması” diye ezbere sayıklayan birisi varsa hemen o anda oradan Lahm dekarı atarak kaçın!
Sayfa 19Kitabı okudu
Direkt en iyi antremanın maç olduğunu adı gibi bilen Yeni Alman Sistemi gençleri yavaş yavaş ısıtıp sürekli oynatarak geliştiriyor. Bizse Türkiye’de birçok genç yeteceğim pişireceğiz diye ocakta fazla beklettik ve adeta tencerenin altını yaktık!
Sayfa 27Kitabı okudu
Neuer’in iki yedeğinden birisi olarak 2014 Dünya Kupası’nda kadroya bile giremeyen ancak bir yıl sonraki Şampiyonlar Ligi finalinde şampiyon olacak Barcelona’nın kalesini koruyan bir başka Alman kalecilik harikası Ter Stegen, ilk olarak 4 yaşında Borussia Mönchengladbach futbol okuluna adımını atmıştı.
Sayfa 28Kitabı okudu
Yeni çok kültürlü Almanya Toplumu’nun Yeni Futbol’unda yedi göbek Bavyeralı mı yoksa Afrika kökenli mi olduğunuzun hiçbir önemi yok. Bütün mesele yeteri kadar iyi misiniz, değil misiniz?
Sayfa 29Kitabı okudu
Bu satırları yazdığım 2016’nın ilk haftasında ise ligdeki son bütçe durumları aynen şöyle: 1. ve 2. Bundesliga’daki 36 kulüp, kulüp gelirlerinin sadece %36.8’ini oyuncu maaşlarına harcıyorlar. Neden mi “sadece” yazdım, çünkü Avrupa’nın kalanında bu gelir-maaş ortalaması %65!
Sayfa 33Kitabı okudu
Taraftarlar ve futbolcular arasındaki ilişkiyi olabildiğince doğallaştıran, organikleştiren, kulüpte yazılı olmasa da her yıl eksiksiz uygulanan kurallardan en etkileyicisi de şu: Noel-Yılbaşı Tatili yani Almanya Bundesliga devre arası haftasında bir Bayern futbolcusu bir akşam mutlaka bir Bayern taraftarının evine konuk oluyor.
Sayfa 38Kitabı okudu
Türkçe’ye dümdüz “Biz kimsek oyuz!” diye çevrilebilecek “Mia San Mia”yı derinlemesine anlamadan Lahm, Müller gibi isimlerin nasıl bu kadar istikrarlı, değerlere sadık ve gelişmiş karakterler olduğunu çözümlemek mümkün değil. Aksi, suyun üstüne yazı yazmak kadar abesle iştigal.
Sayfa 38Kitabı okudu