Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Esma Aybüke Bilen

Bunun için elbette bir şeyi öğrenmek gerekir: her söyleneni gerçek sanmamak ve insanlara özgü bir hastalıktan mustarip olanların yanıltıcı akla uydurma girişimlerinin ardında, hayat sona ermeden hayatın inkarının yattığını görmek.
Sayfa 135 - SayKitabı okudu
Reklam
Her şeyden önce, insanın doğasıyla ilgili soru hakkında, insan doğasını ya da özünün iyi ya da kötü gibi özgün bir töz olmadığı, insanın varoluş koşullarında köklen bir çelişki olduğu sonucuna varıyoruz.
Sayfa 145 - SayKitabı okudu
Bu dünya sularına aşk denen bir mini minnacık çakıltaşı düştüğünde meydana gelen çalkantıyı çoğu kez şaşkınlıkla karşılamıştır Margaret. Aşk, sevenle sevilen dışında kimi ilgilendirir ki? Yine de dalgaları pek çok kıyıyı suya boğar. Hiç kuşkusuz, çalkantı gerçekte, bütün denizleri avucunun içinde tutan kaçınılmaz sonla şakalaşan ve yeni bir kuşağı hoş karşılayan eski kuşakların ruhudur. Ama aşk bundan anlamaz. Bir başkasının sonsuzluğunu algılayamaz. Sadece kendisininkinin bilincindedir; uçan güneş ışını, yaprakları dökülen gül, zamanın ve mekanın yıpratıcı etkisine sessizce dalmak isteyen bir çakıltaşı. O, her şeyin sonunda hayatta kalacağını ve kader tarafından balçığın içinden bir mücevher gibi çıkarılıp, hayranlığa kapılmış tanrılar arasında elden ele aktarılacağını bilir. Tanrılar, bunu insanlar üretti, diyecek ve insana ölümsüzlük bahşedeceklerdir. Ama bu arada… Bu arada ne endişeler!
Sayfa 232 - İletişimKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Duygular hâlâ sadece duyguyken ve toplumsal yapıda biçimlenmemişken onları çözümlemek keyifli bir iştir.
Sayfa 229 - İletişimKitabı okuyor
İnsan kendi duygularının gerçekliğinden başka bir şeyden emin olamaz.
Sayfa 226 - İletişimKitabı okuyor
Reklam
Geçmişte başkaları da onu sevmişti, tabii onların kısa ömürlü arzularını böyle ciddi bir kelimeyle nitelemek caizse, ama başkaları “budalalardı”; yapacak bir şeyleri olmayan gençler, daha iyi birini bulamayacak olan ihtiyarlar. Zaman zaman kendisi de “sevmişti”, ama ancak seks arzusunun, erkeğe duyulan arzunun sınırları dahilinde; onları, hak ettikleri gibi, bir iç çekişle reddetmişti.
Sayfa 220 - İletişimKitabı okuyor
Kendini inkar, karakteri güçlendirme aracı olarak çok mükemmeldir.
Sayfa 216 - İletişimKitabı okuyor
Nefret ettikleri ya da korktukları geleceğe değil, esas olarak geçmişe yönelirler. Sahip oldukları kesinlik tutkusu bununla bağlantılıdır. Fakat hayatta kesinlik, hatta kestirebilirlik ve denetlenebilirlik de yoktur; hayatı denetlenebilir hale getirmek için onu ölüme dönüştürmek gerekir; aslında ölüm, hayatın yegane kesinliğidir.
Sayfa 47 - SayKitabı okudu
Hayatını kaybettiğinde sahip oldukları artık var olmayacak olsa da, onları kaybetmektense hayatını kaybetmeyi tercih ederek sergilediği paradoksal tepkinin sebebi budur. Denetlemeyi sever ve denetleme eylemi ile hayatı öldürür. İçten içe hayattan korkar, çünkü o yapısı gereği karmaşık ve denetlenemezdir.
Sayfa 46 - SayKitabı okudu
Hayata inanan, hayatı seven, fakat hayal kırıklığına uğrayan kişi sinik ve yıkıcı birine dönüşecektir. Bu, umutsuzluğun yıkıcılığıdır; hayata yönelik hayal kırıklığı hayattan nefrete yol açmıştır.
Sayfa 30 - SayKitabı okudu
Reklam
Özetlemek gerekirse, hayat sevgisi onurlu bir hayat için gerekli temel maddi koşulların tehdit altında olmaması anlamında güvenliğin, hiç kimsenin başkalarının amacına araç olmaması anlamında adaletin ve her insanın toplumun faal ve sorumlu bir üyesi olma imkânına sahip olması anlamında özgürlüğün olduğu bir toplumda gelişecektir.
Sayfa 59 - SayKitabı okudu
insanlar hayatı sevmedikleri için topyekûn yıkımdan korkmuyorlar; ya da hayata kayıtsız kaldıkları için korkmuyorlar, hatta çoğu ölümü çekici bulduğu için korkmuyor.
Sayfa 64 - SayKitabı okudu
Gerçek hayat, yanlış yollarla ve hiçbir yere götürmeyen trafik levhalarıyla doludur. Çok büyük bir çabayla, asla yaşanmayacak bir bunalım için kendimizi yer bitiririz. … Hayat elbette tehlikelidir, ama ahlakın bizi inandırdığı anlamda değil. Hayatın dizginleri elbette elimizde değildir, ama özü savaş değildir. Dizginler elimizde değildir; çünkü bir serüvendir ve özü, romantik güzelliktir.
Sayfa 155 - İletişimKitabı okuyor
Mrs. Wilcox, yakınlık gösterip sonra geri çekilen şu tatminsiz insanlardan (onlardan ne kadar çok var) biri miydi? Onlar ilgimizi çeker, bizde muhabbet uyandırır, etraflarında odaklanan neşemizi heder eder, sonra çekip giderler. Fiziksel tutku olduğunda, bu davranışın belirli bir adı vardır (flört) ve fazla ileri götürülürse yasa tarafından cezalandırılabilir. Ama hiçbir yasa -hatta kamuoyu da- arkadaşının gönlünü kapmaya çalışanları cezalandırmaz; isterse verdiği kör sancı, boşunalık ve tükenmişlik duygusu dayanılmaz olsun. Mrs. Wilcox onlardan biri miydi?
Sayfa 126 - İletişimKitabı okuyor
“Aldatılmak, kuşku duymaktan daha iyidir; güveni kötüye kullanan insan, aldatılmayı engelleyense şeytandır.” derdi hep.
Sayfa 86 - İletişimKitabı okuyor
281 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.