Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Esma Aybüke Bilen

Tamam, olayları iyi idare edemedim belki, ama içten içe biliyordum, kabahat benim değildi. İşte farkı yaratan bu oldu.
Sayfa 35 - YkyKitabı okuyor
Reklam
Esma Aybüke Bilen
Bir kitabı okumaya başladı
Beni Asla Bırakma
Beni Asla BırakmaKazuo Ishiguro
7.7/10 · 7,6bin okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
·
11 günde okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Var olmayan imkanların gerçekleşeceği yanılsamasıyla yaşayan insan, kendisi için bir seçim yapıldığında ve bu nedenle istenmeyen bir felaket meydana geldiğinde şaşırır, öfkelenir, incinir. Suçlaması gereken tek şey sorunla yüzleşme cesaretinden ve onu anlayacak akıldan yoksunluğudur; oysa tam da bu noktada, başkalarını suçlamak, kendini savunmak ve - ya da Tanrı’ya dua etmek gibi hatalı bir tutuma düşer.
Sayfa 171 - SayKitabı okudu
Reklam
İnsanın hedefi kendi narsistizmin üstesinden gelmektir. Bu tam uyanış süreci, psikolojik olarak narsistizmin yerine dünyayla ilişkinin geçirilmesi ile özdeştir. Yabancı sizin için tam bir insan olduğunda artık düşman değildir, çünkü artık siz de tam bir insan olmuşsunuzdur.
Sayfa 104 - SayKitabı okudu
Dolayısıyla bilincimiz esas olarak kendi toplumumuzu ve kültürümüzü temsil ederken, bilinç dışımız her birimizdeki evrensel insanı temsil eder.
Sayfa 109 - SayKitabı okudu
Gene insan az çok belirgin biçimde kayıp cennetin bulunamayacağını, belirsizlik ve risklerle yaşamaya mahkum olduğunu; kendi çabalarına güvenmek zorunda olduğunu, ancak güçlerin tam olarak geliştirmesinin ona bir nebze dayanıklılık ve korkusuzluk sağlayabileceğini de bilir. Böylece dünyaya geldiği andan itibaren iki şeyin arasında kalır: bir ışığa ulaşmak, diğeri ana rahmine dönmek; biri macera, diğeri kesinlik; bir bağımsızlık riski, diğeri korunma ve bağımlılık.
Sayfa 116 - SayKitabı okudu
Bunun daha ağır dışlarında, mesela sert anne şahsiyetine sahip bir eş seçen bir adam bulabiliriz; kendisini eş-anneye faydası olmayan herhangi bir şey yapma hakkından yoksun bir mahkum gibi hisseder; onu öfkelendirirmemek için elinden geleni yapar, ondan sürekli korkar. Muhtemelen bilinçaltı olarak isyan edecek, daha sonra suçluluk duyacak ve ona daha fazla itaat edecektir. İsyan, cinsel sadakatsizlikle açığa çıkabilir; depresif ruh haliyle, ani öfke patlamalarla, psikosomatik semptomlarla ya da engelleyici tutumlarla dışa vurabilir.
Sayfa 120 - SayKitabı okudu
Önemleri anneyle olan bağ üzerinde inşa edilir. Sonuç olarak bu türden erkekler için özdeğer duygusunun tamamı kendilerine koşulsuz ve sınırsız hayran olan kadınlarla kurdukları ilişkiye bağlıdır. En büyük korkuları ise seçtikleri kadının hayranlığını kazanamamaktır, çünkü bu başarısızlık kendilerine ilişkin narsistik değerlendirmenin temelini tehdit eder. Fakat, kadınlara karşı korku duysalar da bu korku önceki durumlardaki kadar belirgin değildir, çünkü sevgi dolu erkeklik izlenimi veren narsistik ayartıcı tutumları ağır basar.
Sayfa 121 - SayKitabı okudu
Reklam
Eğer “anne”nin hata yapması mümkün değilse, “anne”ye ters düşen ya da onun onaylamadi birini nesnel olarak nasıl yargılayabilirim? Bu kusurlu yargı biçiminde saplantıının nesnesi anne değil de aile, ulus ya da ırk olduğu zaman çok daha az fark edilir. Bu saplantıların birer erdem olduğu sanıldığı için güçlü bir ulusal ya da dini saplantı kolayca gerçek olarak kabul edilen taraflı ve çarpıtılmış yargılara eğilim gösterir, çünkü onlar aynı saplantıya katılan başkalarınca paylaşılmaktadır.
Sayfa 126 - SayKitabı okudu
Bunun için elbette bir şeyi öğrenmek gerekir: her söyleneni gerçek sanmamak ve insanlara özgü bir hastalıktan mustarip olanların yanıltıcı akla uydurma girişimlerinin ardında, hayat sona ermeden hayatın inkarının yattığını görmek.
Sayfa 135 - SayKitabı okudu
Her şeyden önce, insanın doğasıyla ilgili soru hakkında, insan doğasını ya da özünün iyi ya da kötü gibi özgün bir töz olmadığı, insanın varoluş koşullarında köklen bir çelişki olduğu sonucuna varıyoruz.
Sayfa 145 - SayKitabı okudu
Bu dünya sularına aşk denen bir mini minnacık çakıltaşı düştüğünde meydana gelen çalkantıyı çoğu kez şaşkınlıkla karşılamıştır Margaret. Aşk, sevenle sevilen dışında kimi ilgilendirir ki? Yine de dalgaları pek çok kıyıyı suya boğar. Hiç kuşkusuz, çalkantı gerçekte, bütün denizleri avucunun içinde tutan kaçınılmaz sonla şakalaşan ve yeni bir kuşağı hoş karşılayan eski kuşakların ruhudur. Ama aşk bundan anlamaz. Bir başkasının sonsuzluğunu algılayamaz. Sadece kendisininkinin bilincindedir; uçan güneş ışını, yaprakları dökülen gül, zamanın ve mekanın yıpratıcı etkisine sessizce dalmak isteyen bir çakıltaşı. O, her şeyin sonunda hayatta kalacağını ve kader tarafından balçığın içinden bir mücevher gibi çıkarılıp, hayranlığa kapılmış tanrılar arasında elden ele aktarılacağını bilir. Tanrılar, bunu insanlar üretti, diyecek ve insana ölümsüzlük bahşedeceklerdir. Ama bu arada… Bu arada ne endişeler!
Sayfa 232 - İletişimKitabı okuyor
Duygular hâlâ sadece duyguyken ve toplumsal yapıda biçimlenmemişken onları çözümlemek keyifli bir iştir.
Sayfa 229 - İletişimKitabı okuyor
277 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.