Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Doğayı sevmek ve onunla bütünleşmek romantik bir kır düşü değil, insanoğlunun varoluşundan itibaren anımsamaya çalıştığı bir sahiplenme içgüdüsüdür.
İnsanın kalbinin kırıldığı yerde aşk düşeceği toprağı seçemez. Aşk ikliminin yaşandığı yerde, acının aralığı insanın seçme gücü kadar vardır. Tarihi yaratanların ömürlerine düşen gölgeler, uzunluklarında mesafeyi gösteremezler. İnsanların hayatlarında karşılaştıkları duygusal örselenmeler, yalnızca o insana ait çözümlenememiş şifrelerdir. Çünkü aşk yalnızca ve yalnızca bir insanın duygusal yapısının içinde rüzgar alan yanlardır.
Reklam
Kalbinin atışları değişiyordu onu gördüğünde. Artık o çok uzaklardaydı ve bitmek bilmeyen gecelerde kalbinin sızısıyla onu düşünüyordu. Aşk acısı düşmüştü bir kere yüreğine.
"Çocuğum, sana bu akşam hiç beklemediğin şeyler söyleyeceğim. Seninle evlenmeye karar verdim. Bunu ne zamandır düşünüyordum."
Fikriye, udunu getirerek şarkıyı söylemeye başladı: "Söyle tabip var mı derdi aşka tıbbın çaresi/ Eyle Ruhsar eyle aram ta ciğerden yaresi..." Şarkıyı söylerken içinden ağlıyordu.
Olaydan hemen sonra, Gazi'ye Fikriye'nin yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı söylenmişti. Haberi duyduğunda, yere düşmemek için kendini zor tutmuştu gazi. "Ne o, ölmüş mü?" "Hayır Paşam, durumu ağırmış." "Başhekime söyleyin, özellikle ilgilensin ve Fikriye'mi yaşatmaya çalışsın." Bu sözleri söylerken Latife, Gazi'ye kızgınlıkla bakmıştı. Paşa hiddetlenerek; "Latife, Latife kendine gel! Git Fikriye'yi ziyaret et, onunla ilgilen." demişti. Latife'yse ; "Hayır, o yılanın ziyaretine asla gitmem" diyerek hışımla kapıyı çarparak odadan çıktı.
Reklam
488 syf.
10/10 puan verdi
Osmanliya dair bilmedigimiz es gecilmis konulara isaret ederek Osmanlinin yikilis sebeplerini biraz daha derinden anlamamiza isik tutan yazarin kurtulus yillarinda kendi yasadiklarini anlattigi bir kitap. Cok begendigim bir kitap; herkesin cok iyi anlayarak okumasi ve sonra bazi sorularin cevabini dusunmesi gerekiyor.
Suyu Arayan Adam
Suyu Arayan AdamŞevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitapevi · 20213,438 okunma
"... çok güzel, mahzun bir kadındı. Anlaşılan sıhhati de o kadar iyi değildi. Çok tatlı ve mahzun bir sesi vardı."
Sayfa 69 - Halide Edip AdıvarKitabı okudu
"...Fikriye Hanım çok sakin, temiz kalpli ve becerikli bir hanımdı. Uzun boylu, balık etinde, siyah gözlü ve kumral saçlı ve oldukça tahsilli çok güzel bir hanımdı."
Sayfa 69 - Ali Metin (Atatürk'ün Emir Eri)Kitabı okudu
"Terbiyeli, nazik, cidden ev kadınıydı. Kendine mahsus sempatik bir hali vardı. Az zamanda iyi hali ve iyi muamelesiyle muhite kendisini çok sevdirdi. Biz de onu çok sever kendisine hürmet ederdik."
Sayfa 70 - Kılıç AliKitabı okudu
Reklam
Bu konular yeni yeni konuşuluyor. İçkisi, sigarası... Rahatsız oluyor musunuz? Okullarda savaşlar okutuluyor ama bilmedikleri Atatürk'ün insan yönü. Her şeyden evvel insan o. Bu yüzden de rahatsızlık duymuyorum. Çok büyük bir asker, çok büyük bir devlet adamı, çok büyük bir devrimci. Atatürk'ün rakısından bahsediliyor. Stresini atmak için içiyormuş,muazzam sofraları filan anlatıyorlar. Onları hatırlıyorum, o sofralar imtahan sofrasıydı. Fikir alışverişi yapılırdı.
"Tabii bütün bunlar da kanıtı, belgesi, tanığı olmayan tevatürler... İşin aslı mı? O, tarihin karanlık labirentinde yazılı..."
Sayfa 101Kitabı okudu
Türk kadınlarının, çağdaş dünya kadınları düzeyine ulaşması yolunda Mustafa Kemal tarafından başlatılan harekette, eşine açıklayıcı ve aydınlatıcı yardımları asla unutulmayacak olan Latife Hanım'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı eşi olarak da tarihimizde önemli bir yeri vardır.
Sayfa 120
" Ben Gazi Hazretlerini arıyorum." " Benim. Siz kimsiniz?" " Ben Latife Hanım" " Memnun oldum. Nasıl buraya gelip içeri girdiniz?" "Sizin emir eriniz dışarda uyuya kalmıştı, ben de fırsatı kaçırmadım."
Sayfa 131Kitabı okudu
Bizim birlikteliğimiz en çok kafalarımızın birlikteliğinden doğdu.
Sayfa 148Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.