Hasan Ali Toptaş, "Kuşlar Yasına Gider"de baba-oğul ilişkisini ele almış. Ketum, duygularını ağlayarak gösteren, yaşlandıkça başkasına muhtaç olmayı kabullenemeyen bir baba figürümüz var. Oğul ise kamyon şoförü olması itibariyle çocukluğu boyunca yolunu gözlediği babasının artık tek dayanağı. Kitap boyunca onun sağlığı için Ankara'dan Denizli'ye, Denizli'den Ankara'ya gitti durdu. Neredeyse bir yol hikayesiydi diyeceğim. Belki de hayatın gitgide işlevini yitirerek ölüme götürdüğü yolculuğa atıf yapılmıştır. Sonuçta yalnız bırakılmışlığına küskünleşmek yerine, aynı duyguları babası da hissetmesin diye uğraşan hayırlı bir evlat var karşımızda. Bir de bu kareye vefalı, eşine sevgiyle bağlı bir anne eklenince sıcacık hissediyoruz. Kimsenin birbirine dayanamadığı şu günlerde, dayanışmayı ve yardımseverliği yücelten böyle çatışmasız, içimizden hikayelere gerçekten ihtiyacımız var.