-Neden bu kadar kötümsersin?
-Sen neden değilsin?Çevrene bakmıyor musun?En mutlu görünenlerine bile?
Bütün bunlar üç oda, bir mutfak, iki çocuk düşü ile başlıyor.Sonra?
'..Nasıl kolayca söyleyiveriyor bunu.
Sevmek.
Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba.
Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dili konuşuyormuş gibi olmuyor mu..?'
Bütün bu "siz"ler, "iz"ler, "uz"lardan sıkılırım ben.Yapmacık, fazlalık gibi gelirler bana.
Ikinci konuşmamda 'sen' diyemeyeceğim biriyle bir daha konuşmam.
Ne dersin(iz)?
Eyvallah! dedi.Çıktı.Merdivenlerden hızla indi.Sokağa varınca baktı geç kaldığı bir şey yok.Her şey her zamanki gibiydi:Motor gürültüsü; kalkık yakalı, hızlı yürüyen, kayıtsız insanlar.