Ayna
@aynaa_
"Aynalar sırtında taşır sır(r)ını."
34 okur puanı
Aralık 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Sabitlenmiş gönderi
"Ölüm hayata sığıyor ama hayat ölümü aşıyor."
imtihanlar bize sadece Allah'ı değil, kendimizi de gösterir. Eğer kalbimizin derinliklerinde saklı bir hastalığı- mız varsa, derinlerde gizli bir zaafımız varsa bunları da ortaya çıkarır. İmtihanlar bizi uğraştırmak, küçük düşürmek için değil, hastalığı, zayıflığı tanımlamak için vardır ki böylece iyileşebilir ve güçlenebiliriz.
Okur Takip Önerileri
Gelgelelim, çoğu kez kendimizi Allah'ın emirlerine uymada zorlanırken buluruz. Namaz, tesettür veya haramdan uzak durma gibi hususlarda zorluklar yaşayabiliriz. Şunu anlamak gerek ki imanımız tıpkı bir ağaç gibidir; eylemlerimiz ise bu ağacın meyveleri. Ağacın meyveleri hastaysa veya dalları sıh- hatsizse, meyveyi veya dalları değil kökleri tedavi etmeliyiz, toprağın sağlığına bakmalıyız. İlâhî emre itaatte gönülsüzsek veya herhangi bir ibadet bize zor geliyorsa, Allah ile olan ilişkimizin kökenine bakmalıyız. Örneğin tesettür zor, namaz ağır geldiğinde bedenimizin efendisine, yani kalbimize bakmalıyız.
Allah, kulluğun zahirî emirlerini (ubůdiyyet) korumaya çalışanlara, rablerinin hükümlerine (rubûbiyet) uymaları için sabır verir."
Bizler, hayatlarımızı vuran fırtınaları asla durduramayız, dalgaları hiçbir zaman zapt edemeyiz, havayı hiçbir surette kontrol edemeyiz. Ama Allah bunlardan korunmamız için bize sığınak vermiş, cankurtaran botu göndermiş ve bize bir tür manevi ve duygusal bağışıklık sistemi ihsan etmiştir.
Zorlukların bizi nasıl etkilediğini incelerken, aslında bu zorluklardan herkesin aynı şekilde çıkmadığını görürüz. Örneğin bir rüzgâr bazı ağaçları kökünden sökebilirken bazıları sapasağlam kalabilir.
Yarayı kabullenerek şifa vermesi için onu Allah'a havale etmek
biz insanlar sadece hayatta kalmaya çalışmaktan daha ileri bir seviyeye ulaşabilir miyiz?
İnsanlar, zorlukları yenme becerileri bakımından farklıdır.
Bizler, hissettiğimiz olumsuz duygular yüzünden acı çekmi yoruz. Bu duygular kontrol edilmediğinde veya bizi tüketmeye ve duygularımızı felç etmeye başladığında acı çekiyoruz.
Bizler, hissettiğimiz olumsuz duygular yüzünden acı çekmiyoruz. Bu duygular kontrol edilmediğinde veya bizi tüketmeye ve duygularımızı felç etmeye başladığında acı çekiyoruz.
Ama o, acının asıl nedenini bulmak yerine sadece onu dindirmeye çalıştı. Bu da ölümüne neden oldu.
Ruhumuz, Allah tarafından ve Allah için yaratıldı. O'nu tanımadan asla gerçek huzuru bulamayız. O'nsuz asla "tam" olamayız. Şifa veren O'dur. İçimizdeki yara, O'nsuzluğun ya- rasıdır. Maddiyatla nasıl iyileşebilir ki?
Allah, istisnasız her birimizin içine hayat yolculuğumuzda yönümüzü bulabilmemiz için ihtiyacımız olan tüm parçaları yerleştirdi. Bu parçalardan biri olan ve Allah için yaratılmış olan kalbimiz, dünyaya geldiğimizde, adeta O'nu yeniden bulabileceğimiz bir pusulaya dönüşür. Allah, biz hayatın keşmekeşinde, görüşümüzü bulanıklaştıran bir sisin ortasında öylece seyrederken O'nu bulmamız ve kalplerimizi dosdoğru yoluna iletmesi için bizlere hidayet nurunu gönderdi. Allah, bizlere ezelden beri, bizi bu dünyanın acılarından karanlığından çekip çıkaracak ve hidayet nuruyla aydınlatacak elçilerini gönderdi.
Ama biz, bu dünya yolculuğumuz boyunca içimizde hep aynı yarayı taşırız: Rabbimizden ayrı olmanın yarası. Bilinçaltımızda, Allah'ın en derin yaralarımızı iyileştirmesine duyduğumuz reddedilemez bir ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaç, insanlığımızın ve muhtaçlığımızın özüdür. Sevgi ihtiyacımız. Bağ kurma ihtiyacımız.
Güvende olma ihtiyacımız. Kabul görme ihtiyacımız. Takdir edilme ihtiyacımız. Anlaşılma ihtiyacımız. Anlam bulma ihtiyacımız. Allah ile tekrar buluşacağımız güne kadar yaptığımız her şeyde ihtiyaçlarımız bizi yönlendirir. Aslında hissettiğimiz her insani ihtiyacın altında asıl Kaynağımıza olan çaresizce bir ihtiyaç vardır. Şifa kaynağımıza, Kurtarıcımıza.
Yaratıcımız Allah'a.
Burada canımız da yanar, iyileşiriz de.