İşte, Friedrich Nietzsche'den 'Yeni beşer'in tasvir ve tavsifı:
"Ecce Homo" (İşte Beşer);
"Elbette! Biliyorum aslımı esasımı:
Aynen alev, yanmaya doymayan,
Yana yana kendini bitiren.
Neyi tutarsam, ışığa kesiveriyor;
Neyi bırakırsam, kömürleşiyor.
Ben, muhakkak ki, alevim!"
"Yeni Denizlere" açılan 'Yeni beşer'in durumuna gelince:
"Gitmek istiyorum oraya;
Güvendikce güveniyorum kendime ve kavrayışıma.
Deniz uzanıp gidiyor alabildiğine;
Cenevizli gemim almış başını gidiyor maviliklere.
Her şey, yeni, gitgide daha da yeni gözüküyor bana.
Yatmış zaman ile mekan öğle uykusuna.
Yalnızca gözün -koskoca
Bakıyor bana -sonsuzluk!”
Bu nevzuhur tragique insan’ın ilşkilerinde gördüğümüz hercailiği, avami söyleyişle, “öküz öldü, ortaklık bitti” atasözüyle de özetleyebiliriz. Buna karşılık, ‘eski’ ‘inanmış insan’ınkilerini de yine Mevlana Celaleddin Rumi’den bir mısrayla dile getirelim: “Canın canıma karışmıştır; seni inciten her şey, beni de incitir.” Atasözümüz, confederatif, faydacı (Fr utilitariste) ilişkileri ele verirken, Mevlana’nın mısraı bize ‘içten bütünlüklü’ (Fr integrite intrinseque) olanları yansıtmaktadır.