Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
300 syf.
7/10 puan verdi
Kitap, hayat hikayesinin Buket Uzuner tarafından yazılmasını isteyen bir kadının yazarla buluşması ile başlıyor. Yazar, kadının ona bıraktığı dosyayı inceleyerek kitabını yazıyor ve İki Yeşil Su Samuru böylece var oluyor. Bölümler bir Nilsu'nun bir Teo'nun hayatı anlatılarak ilerliyor. Her ikisinin hayat hikayesinde boşanmalar, geride kalmış
İki Yeşil Susamuru
İki Yeşil SusamuruBuket Uzuner · Everest Yayınları · 20195,7bin okunma
Ah O Gemide Bende Olsaydım!
alper’den 700 lira borç aldım bugün israil devleti gömülsün diye karanlıklara! çünkü eğer borcu varsa bir mazlumun başka bir mazluma bir mazluma mazlum… sevgilim tam buraya uygun bir ayet bulamıyorum. oysa ne çok ayet vardı 90’larda… baktığımız her yerde ayrı bir allah gördüğümüz her peygamber yeni bir mağara. insan olmak bizatihi
Reklam
376 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Merhaba sevgili kitap kurtları bugün sizlere yine şahane bir kitapla geldim Gül Naz ve Doğu. Şimdi böyle iki isim verdim diye klasik bir aşk hikayesi sanacaksınız ama değil. Doğu, ailesinin işi sebebiyle Güney Doğu'dan Trabzon'a taşınmak zorunda kalan bir çocuk. Gül Naz ile de orada tanıştı ve çocukluk aşkı oldular birbirlerine. Ama bir gün Doğu'nun ailesinin gitmesi gerekti çünkü işleri bitmişti. Bu uzaklık onların aşkının sonu mu olacaktı? Kitapta ara ara başka birinin yaşantısından da bahsediliyordu. Konu nerede bağlanacak derken şaşkına döndüm. Müjde, Havin, Emre, Kuzey, Cansın ve daha fazlası. Bir anda tüm karakterlere girip onların yaşantısını yaşadım. Müjde ile yoksulluk çektim, Berivan ile dağa çıktım/çıkarıldım küçük yaşımda. Gül Naz ile hasta oldum, aile acısı çektim ayakta durdum. Kitap o kadar akıcı ki öyle güzel yazılmış ki bitsin diye uğraşırken niye bitti deriz ya aynen öyle oldu. Sizce bu anlattıklarımdan sonra Gül Naz ile Doğu kavuşmuş mudur? Neler çekmişlerdir? Klasik aşk kitaplarının dışında muazzam bir aşk kitabıydı. Tavsiyemdir Yazarımızın kalemine sağlık
Tutsak Yürekler Vadisi
Tutsak Yürekler VadisiNeslihan Demirbaş · Karina Yayınevi · 202156 okunma
Ecce Homo ve Mevlana
İşte, Friedrich Nietzsche'den 'Yeni beşer'in tasvir ve tavsifı: "Ecce Homo" (İşte Beşer); "Elbette! Biliyorum aslımı esasımı: Aynen alev, yanmaya doymayan, Yana yana kendini bitiren. Neyi tutarsam, ışığa kesiveriyor; Neyi bırakırsam, kömürleşiyor. Ben, muhakkak ki, alevim!" "Yeni Denizlere" açılan 'Yeni beşer'in durumuna gelince: "Gitmek istiyorum oraya; Güvendikce güveniyorum kendime ve kavrayışıma. Deniz uzanıp gidiyor alabildiğine; Cenevizli gemim almış başını gidiyor maviliklere. Her şey, yeni, gitgide daha da yeni gözüküyor bana. Yatmış zaman ile mekan öğle uykusuna. Yalnızca gözün -koskoca Bakıyor bana -sonsuzluk!” Bu nevzuhur tragique insan’ın ilşkilerinde gördüğümüz hercailiği, avami söyleyişle, “öküz öldü, ortaklık bitti” atasözüyle de özetleyebiliriz. Buna karşılık, ‘eski’ ‘inanmış insan’ınkilerini de yine Mevlana Celaleddin Rumi’den bir mısrayla dile getirelim: “Canın canıma karışmıştır; seni inciten her şey, beni de incitir.” Atasözümüz, confederatif, faydacı (Fr utilitariste) ilişkileri ele verirken, Mevlana’nın mısraı bize ‘içten bütünlüklü’ (Fr integrite intrinseque) olanları yansıtmaktadır.
Sayfa 83 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
227 öğeden 211 ile 225 arasındakiler gösteriliyor.