"Bazen her şey,herkes ağır gelmeye başlar evlat...Böyle durumlarda hep Edip Cansever'in mısrası gelir aklıma ; 'Adam masaya aklında olup bitenleri koydu , masa da masaymış ha,bana mısın demedi bu kadar yüke.... ' Ağır gelir bazen her şey,kendisi bile ağır gelir insanın....Kaldıramayacağını düşünmeye başlarsın,işte asıl ağırlığı bu düşünce yapar kendinde...Bir süre sonra kendin bile inanırsın artık bu yükü kaldıramayacağına ve öyle bir zaman gelir ki ,senden geriye bir şey kalmamış....Artık o eski sen gitmiş,yerine ürkek,her şeyden korkan,artık her şeyde başarısız olacağına inanan bambaşka bir kişilik gelmiştir...Böylelerinin kendine bile faydası olmayacağı için,etrafına da zarardan ve fazlalıktan başka bir hissiyat vermezler...."
Ama bir şey var ki, onu değiştirmeye hiç kimsenin gücü yetmez; cesaret ve yürekli olmak... Bu, sonradan kazanılacak veya zaman içinde değiştirilebilecek bir şey değildir. Bu, kişinin doğasında ya vardır ya da yoktur.
Amaçsız insanların ama'sı olmaz. Onların sadece "ben" faktörü vardır. Sadece kendileri vardır; başkalarının ne yaşadığı, ne çektiği kendileri nezdinde önemsizdir. Hayatlarında "ama" diye bir kelime hiç var olmamıştır.