Alt yapısında şüphe ve bilinmezliğin verdiği gerginlik olan kurgu, Nobel ve Goethe Edebiyat Ödülü, Almanya Onur Nişanı ve diğer layık görülen tüm ödülleri sonuna kadar hak eden #atlantis kitabını "okudumbitti
Olaylar örgüsü belli bir çerçevede sırasıyla ilerlerken edebi betimlemeler dozunda ve karakterlerin diyalogları olaylarla uyumlu ve en ufak detay bile sonuçsuz bir şekilde askıda kalmamış.
Doğalcılığı savunan yazar, döneminin yönetim sisteminde de aktif olmuş. Sistem ve toplum arasındaki olumsuzluklara karşı düşüncelerini karakterlerine yüklediği kimlik üzerinden yansıtmış. 1900'lü yıllarda toplumu alt tabaka, üst tabaka diye sınıflandırarak, o dönemin sosyolojik dengesizliğinde insanların olduğundan farklı bir kimliğe büründüğü ve ağır olan yaşam koşullarında tutarsız davranışları nasıl karşılandığı psikolojik açıdan mükemmel anlatılmış. Cinsiyet ayırımcılığı, kaynaklara ve fırsatlara ulaşmada eşitsizlik, şiddet, temel hizmetlerden yararlanmada yetersizlik, ötekileştirilen insanların trajedi paragraflarını, o günden günümüze değin bu konuda pek birşeylerin değişmediğini üzülerek okudum.
Tüm bunlar; Doktor Frederick von Kammacher'in ailesini geride bırakıp gemi seyahatiyle "nitelikli göçmenler ülkesi" Amerika'ya yolculuğu, ocak kısmında görevli birinin öldürülmesi, batık bir gemiye çarpma sonucunda olan kazadan kurtulanlar arasında Dr'nin de olması ve Kayıp Atlantis'in peşine düşmesi kurgusuyla biz okurlara keyifli bir eser sunmuş.
Yazarın ilk kez bir eserini okudum, kalemiyle tanışmanız tavsiyemdir.
AtlantisGerhart Hauptmann · Kanon Kitap · 202135 okunma
"İnsan nasıl da hiç ummadığı şekilde geldiği, hiç beklenmedik bir anda ansızın hiç düşlemediği bir yerde bulunuveriyor. Ve sekiz sene önce yaşadığımız, gerçeklikle dolu yaşam birdenbire hiçliğe karışmış gibi gelmiyor mu?"
İngiliz edebiyatında yazarlığı kadar, aykırı düşünceleriyle de kendine sıra dışı bir yer edinen Gilbert Keith Chesterton 'dan uzun zamandır kütüphanemde okunacaklar bölümünde duran babil kitaplığı serisinden #apollonungözü kitabını #okudumbitti
Beş seçkinin bulunduğu ve hepsinde gotik anlatıma tezat mütevazi karakterleri renklendiren betimlemelerin sakinliği polisiye romanlarda olması gereken aksiyonu gölgede bırakmış. Buna mukabil, her bir seçkinin etkisine kapılıp okumaya sürükleyici bir heyecan katan gizemi vardı.
Kötü mü Hayır değil, mistik bir atmosferde cinayetleri çözüme ulaştırmak keyifli bir okumaydı. Türü severlere tavsiyemdir.
Apollon'un GözüG. K. Chesterton · Dost Kitabevi · 2005126 okunma
Psikolojinin en önemli alt dallarından biri olan psikanaliz biliminin kurucusu olan Avusturya doğumlu Yahudi Nörolog Sigismund Schlomo Freud #ketvurmabelirtivekorku eserinde,
Duygu ve düşünceleri, salt bir kurama oturtmuş.
Çocukluktan belleğimize kazınmış hayatımızın her döneminde de fobi olarak devam eden korkuların nevrotik uyaranlara dönüşmesini, ego, bir bireyin psikoloji anlamında en yüksek derecesi süperegoyu ( üst benlik ) tetikleyen ve ileriye taşıyan nedenleri herkesin anlayacağı sade ve akıcı anlatımla, bilimsel kanıtları da sıradan olaylarla ama akılda kalabilecek üslupla örneklendirerek insanın kendine ket yani çizdiği bilinçaltı sınırları, ilk korkuların oluşumu ve belirtilerinde insan zihninin nasıl düşündüğü konusunda bizlere aydınlatıcı bir eser kazandırmış. #psikoloji ye merakı olan okurlara
#sigmundfreud 'un kalemiyle mutlaka tanışması tavsiyemdir.
Ket VurmaSigmund Freud · İlya Yayınları · 2012502 okunma
Ego, kendisine fayda sağlayacak ve başarı getirecek olan işleri, acımasız süperego yasakladığı için yapamaz. O zaman ego, süperego ile çatışmaya girmemek için bunu gerçekleştirmekten vazgeçer.
Küçük yaştan itibaren cinsel dürtüleri yoğun olan, asıl adı Grigori Yefimoviç Novih namıdiğer Rasputin,
Okuma yazmayı bir türlü öğrenememiş.
Evlerinde misafir ettikleri Starezler'den, (Rus Ortodoks Kilisesi'nde ruhani önder konumundaki keşişleri tanımlamak için kullanılır)
"Biz insanlardan kötü huylarını alır, yerine mutluluk veririz" sözünden çok etkilenen Rasputin, onsekiz yaşında girdiği manastırda Hlısti mezhebine katılmış.
Düşünsel dünyasını burada geliştirerek, görücü, şifacı ve baştan çıkarıcı bir insan olmuş,
din oluşturmaya çalışmış. Bu din, Tanrıya ulaşmak için sınırsız eğlence, zevkisefa alemlerini öğütlüyormuş.
O dönemin Rusya Çarlığı asilzadeleri Romanov Hanedanı 'nın hastalanan tek oğluna şifa veren Rasputin, böylelikle sarayı arkasına alarak, akıl almaz sınırsız sapkınlık derecesi eğlenceler düzenlemiş.
Rasputin, etkisine kapılan insanlar tarafından mistik, vizyoner daha da ileri giderek peygamber olarak kabul görmüş, bazı insanlar da bir din şarlatanı olduğunu savunmuş.
(1. Dünya Savaşı döneminde)
1916 sabaha karşı Rasputin, Çar ve Çariçe üzerindeki nüfuzundan hoşnut olmayan bir grup muhafazakâr soylular tarafından suikast yapılmış.
Üç kurşuna, ağır darbelere, potasyum siyanüre rağmen boğularak ölen Rasputin'in kim olduğunu detaylı öğrenmek isteyenler için #çılgınkeşişrasputin #otobiyografi romanı tavsiyemdir.
Oniki yaşında esrara, 13 yaşında eroin müptelası olan ve maddeye para bulabilmek için bedenini satan onaltı yaşındaki Christiane 'in tüyler ürpertici yaşamı beni derinden sarsmıştı. İkinci okumamda da hakeza öyle oldu. Dört yaşındaki kardeşi ile baba şiddetine maruz kalmış, anne araya girmeye çalışırken o da koca şiddetinden nasibini almış.