Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ayşe Nur Görür

Ayşe Nur Görür
@aysenr6
"Varlık hiçin paydasıydı. Dün bugünün kaygısıydı."
Öğretmen
10 okur puanı
Nisan 2024 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
"Şivekar bizden biri yola çıktı yolu bilmeden Arıyor bir hedef gözüne kestirmeden"
Reklam
Ayşe Nur Görür
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Arzın Kapısı Kudüs - Mescid-i Aksa
Arzın Kapısı Kudüs - Mescid-i AksaTalha Uğurluel
9.3/10 · 1.712 okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Gecenin Gecesi
Gecenin GecesiHasan Ali Toptaş
7.6/10 · 2.221 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"gök ey dönmek için dönerek ve döndükçe dönerek döndükçe gözden kaybolarak gözden kayboldukça kalbe dolarak... "
Reklam
"Velhasıl yalnız kalamıyoruz Kalabalık bir haldeyiz." Kemal Tahir
"Ama hiçbir yere de kök salmamıştı. Arkadaşlarını hoşnut edecek kadar uymuş, ama kendini hoşnut edecek kadar uyamamıştı. Hep bir huzursuzluk duygusunun kendini rahatsız ettiğini hissetmiş ve yaşamı boyunca, kitapları, sanatı ve aşkı bulana kadar, ötelerden bir şeyin çağırışını duymuştu. İşte kendileriyle birlikte serüvenlere katıldığı bütün arkadaşları içinden yalnız o, bütün aradıklarının ortasındaydı şimdi."
En çok etkilendiğim kısımdı
“Onu aklımdan çıkaramıyordum. Acı çekmek ne demekmiş şimdi anlıyordum. Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür tarafa dönme isteğini bile söndüren bir şey.”
Reklam
Ayşe Nur Görür tekrar paylaştı.
''Beni hayal kırıklığına uğratan, benden başkası değil.''
Ayşe Nur Görür tekrar paylaştı.
"Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış."
— "Ağlarsam ayıp olur mu?" — "Ağlamak asla ayıp değildir, sersem"
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kendi defterimden alınmıştır.
Gerçekten beş, yalancıktan altı yaşındaki bir "bızdık" çocuğun böyle ağlatacağını tahmin etmezdim. Bu kadar akıllı bir çocuk ancak bu kadar ezilebilir, ancak bu kadar kıymeti bilinmezdi. Zezé fakir ailenin kalabalıklığı içinde hor görülen masum bir çocuktur. Ailesi yaptığı yaramazlıktan sonra onu şeytanın çocuğu ilan eder. Sokaktaki insanlar, mahalledeki herkes onun yaramazlığından muzdariptir. Çocuk aklıyla yaptığı kimi zaman masum, kimi zaman yaramaz şeyler dayak yemesine sebeptir. Kullandığı çok güzel bir terim var: "bir kere şeytan dürttü mü..." Yeni taşındıkları ev hayatını etkileyecek olaylara gebedir. Eve ilk geldiklerinde kendi payına ağaçlardan 'şeker portakalı' ağacı düşer. Önce üzülür ama sonra onun konuşabildiğini fark eder. En iyi dostu bu fidan iken okula başlayan Zezé beni öğretmeniyle olan konuşmasında ağlattı. Zezé'nin dünyasını ondan iyi anlatan olamaz. Ama şeker portakalından sonra edindiği dost Portekizli adam şüphesiz Zezé ike aynı duyguları hissetmeme neden oldu. Kitabın sonunda çok ağlamıştım hiç aklımdan çıkmıyor. Aklımda da hep bi soru dolaşıyor. Acaba Zezé' nin küçük yaşta hayal ettiği şeyi Portekizli mi yaptı?
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022229,6bin okunma
"Ağlayamayacak kadar kuvvetli, gülemeyecek kadar zayıfız."
82 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.