Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

aysu şirin

aynadaki cam - bir
“Paramparçalık bir zamanlarımın yıldım’ına döndü niyeyse. Yoruldum ama yaşamalıyım, mutsuzum ama gülmeliyim, öfkeliyim ama sakin kalmalıyım ulan niye -malıyım nerden geliyordu bu zorunluluk. Küskünüm yapmak zorunda hissettiğim her şeye ve küskünüm bunları yapma zorunluluğum olmadığını bana anlatmayan herkese en başı çekeni bilirsin çünkü beni
Reklam
“Ben sadece sen konusunu kapattım, adı üstünde geçmiş, sayfaları arasında dönüp duracağım bir kitap değil ömrüm, öyle olsaydı da seninle olan bölümü atlamayı seçerdim inan oradan alacağım dersleri aldım, teşekkür ederim bunun için.” ~ ben’den ~ 23.12.2022 ~ 22:44 ~
aklıma esene g(y)el - iki
“Kaldım yine kendime… peki şaşırdım mı kendime? Yirmi sekiz seneyi ne için aldığımı bilmeden iyi niyetimi inatla sevmeye çabaladığım herkese siktirtip başlangıçlara dönmek için yediysem, yiyebildiysem bir tane daha yiyebilirim demek niye bu kadar ağır? Tüm duyguların son durağı olsa ve dolmuşçu benim daldığım ve çıkmayı beceremediğim düşünce okyanusundan “son durak abla” diyerek tutup kolumdan bir çırpıda çıkarsa beni. Hissizleşmenin korkutuculuğuna karşın hissettiklerimin verdiği acı başkasının hatta benim bile kendime yapabileceklerimin sınırını çoktan aşıp radara yakalandı. İtirazını sikerler diyip ödeyeceğim bedelini el mahkûm. Öfkenin nefretin buncalığına karşın sevmenin güzelliğini bilmemeyi ve çıktığım vajinadan zevk suyu olarak çıkmayı dilerdim. Dilenen tüm içten dilekler gibi bu da yetkili merciiye ulaşamamışlığıyla üzgün kırgın ve bitkin bir halde kafamın içindeki yerini aldı. Yorgunluğum yalnızlığımla savaşmaktan anlamsızca aldığı keyfi sürdürürken ben ikisinden de binlerce kez dinlediğim bir müzikten bir anda sıkılır gibi sıkılmıştım ve ‘ağzına acı biber sürerim’ tehditlerim de en az sevgisinde büyük öfkesinde küçük bir anne kadar diktatörlük taslayabiliyordu ancak.” ~ ben’den ~ 02.12.2022 ~ 00:20 ~

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
⋆ çekirdek
“İnanılmaz gerçekten titreye titreye kopmuyor, düşüncenin yüksek volt acısıyla şoka girmiyor varsa yoksa dayanıyor kaldıramayacağını bilse bile sahibinin düşük zekasını dinliyor gerçekten inanılmaz.” ~ ben’den ~ 23.11.2022 ~ 02:06 ~
aklıma esene g(y)el - bir
“Belki yanlıştı yolumuz baştan sona, Belki ağlıyorduk rahimden bu yana, Belki suskunduk iç seslerimizle konuşmaktan, Belki de dargındık sevgi nedir bilmezlerin incittiği yerlerimize… O yerlerin incindiğini hisseden yalnızca benken ne bilsin karşımdaki bana tam olarak ne yaptığını.? Yalnızlığın yazı olmayan bir memleket olduğunu bilememek bir
Reklam
minik adı’m - iki
“Dokunduğun her yerim erirken nasıl bir bütün olarak sarıyorum seni, yoksa eriyip dönüştüğüm sıvı mı sarıyor seni? Kokunla ciğerlerimi doldururken almak zorunda olduğum oksijene küfrün en âlâsını savururken kendini savunması için kime gidebilirdi? Hangi hâkim hakaretimi haksız bulabilirdi? Yapamam dediğim her şey için çabaladığımı görmek geliştiğimi değil beraber büyüdüğümüzü göstermiyor mu sence de? Yalnız büyümek zorunda kaldığım yıllara bir yandan dargınım çünkü geçen onca zamanın sensizliğinin ne kadar büyük olduğunu bir an olsun fark ettirmedi bana. Bir yandan teşekkür ediyorum çünkü gözünün içine bakıp anlattığımda ilgini çekecek kadar geliştirdiği için beni. Bir daha hiçbir sebep seni benden almasın. Gözleri çekik ve bal belki benden bir şey alırsa sana olan sevgimi alan bir ufaklıkla, geri kalan ömrümüzü birbirimizi çıldırtarak, severek, sevişerek ve bolca gülerek geçirmeden azrail bile yanaşmasın bu fani bedenime. Her şeyine tapan bir kadın. Her şeyine aşık bir kadın. Senin için bir kadın. Suyun üzerinde Ay ışıltısı var görüyor musun? Cansız bir ışıltı… bir manzara bile değil farkında mısın?” ~ ben’den ~ 04.11.2022 ~ 01:44 ~
minik adı’m - bir
“Çok istedim normal olmayı, sağlıklı herkes gibi bir aileyi, normal yaşayan, olabildiğince mutlu normal bir insan olmayı çok istedim. Gerçekleştiremedim bunu. Sebeplerim ne olursa olsun. Kendim için iyiyi seçmedim. Hep aklımda birileri vardı. Yeterince iyi olamadım belki ama şu hayatta birileri mutlu olsun diye uğraşmaktan vazgeçmedim. Uzun zaman önce bundan istifa ettim. Hâlâ biri var ama benim yüküm çok ağırlaştı artık. Buna devam edebilir miyim bilmiyorum. Çünkü aklımda hep o güzel aile ya da mutlu bir çift var ve çok korktuğum ama hayal etmekten kendimi alamadığım o bebek… Biz kadınlarda mı var bu his bilmiyorum ki. İçimde hiç sahip olamadığım sırf bu yüzden olsa gerek ben daha iyisini olacağım diyen bir anne var. Olur muyum bir gün bilmem ama bir gün bir çılgınlık edip seni hayatıma katabilirsem senin için elimden geleni yapıp iyi bir insan olmaya çalıştığımı bil şimdiden. Çok çabalıyorum. Babasız ve annesiz büyüyen bir kadın olarak çok uğraşıyorum bu hayatla ve kendimle. Umarım ileride bir gün bunları anlatıp anlaşılabileceğim ve en önemlisi ‘normal’i istediğim için yüzüme şakayla karışık gülen birisi olacağın günlerim vardır. Çünkü seni öyle aşkla seveceğim ki. Senin normalin bu mu kadın diyeceksin. Hoşça kal bebek.” 28.12.2020 18:39 31.10.2022 00:21 ~ ben’den ~
içine ağla a(n)ğlayan yok nasılsa… - iki
“Nefret ettiklerinin fişi enflasyonla ilgisiz olarak uzayıp giderken fişin içinde kendini görmek yüzsüzlüğe giriş dersi kıvamında yumuşakça sonraki ünitelerin ağırlığından gözün korkmasın diye sanki küçük harflerle yazılmış. Soluğu nerede alacağını bilemediğin anlarda kendini attığın her sokak, her bar kadar gereksizdi o soluk, farkına her yıkılışında varman dışında bununla bir sorunun olmamasıydı belki de hayat. Üzüntüden delirmiş olmanla ruh ve sinir hastalıkları ilgilenmezken insanların ilgilenmesini beklemense tek yön yolda terse gitmen kadar saçma ve tehlikeliydi nereden almıştın ehliyeti ‘nasıl güzel insan olunur sürücü kursu’ mu? Ağladığını bilmezken acısına layık olduğunu iddia ediyorsun değil mi? Üzüldüğünü bilmezken sevgisine layık olduğunu? Sevdiğini bilmezken varlığına? Aşk, sevgi, nefret, özlem döngünün en âlâsıysa, unutmak onun tek çıkışı. Korkma kaybol, sonuçta o çıkışı bulacaksan kaybolmaya değmez mi?” ~ ben’den ~ 26.10.2022 ~ 03:19 ~
• öyle yani •
↣ İstemediğim bir hayatta kendime isteklerim doğrultusunda bir alan yaratıyorum saygı duy. 𓀠 ↣ Kendi alıntılarımı okuyunca ‘bunu niye çizdin lan’ dediğim oluyor ama eminim içimde bir fikre-bir anıya-bir acıya-bir neşeye dokunuyor o yüzden sabırlı ol. ❀ ↣ Arada karalıyorum kendi gözümde çöp sepetini boyluyorlar çünkü bir kez daha okumuyorum onları mevzu içimizi kemirmesin. ツ ↣ Kendime dair başka bir şeyim yok o kadar boşum ki dolduracak biri olsa kaplan gibi atlarım. (◕‿-) The end. ❥
o neydi ya öyle ~ üç
“Yaşayamıyor insan içinden geçenleri tahmin etmeyi geçtim en ufacık fikri olmayan bir kişi bile yokken. Uymadığın ama ayak uydurmakla kafayı; ne halt ettiğini anlamayacak kadar meşgul etmekle uğraştığın, uğraştığına bir nebze değmeyen hayatı olması gerektiği kadar güzelleştirmeyen yedi yirmi dört ana haber bülteni açmış sesi kısık bırakmış gibi içten içe negatiflik yığdığın ruhuna hiç mi bahar gelmez hiç mi yeni açmış turuncu ya da mor olan çiçeklerden nasibini almaz o kalbin?.. ufacık olan sarsılmalardan kocaman afetler yaratmak zorunda mı yani.? Zorunda amk zorunda işte!… insansam, insansan, zorunda. Nefes almak kadar doğal hissetmek, mutlu olmak, belki üzülmek. Azıcık üzülmek. Keşke o cıkladığım kadar küçüktebilsek çoğu kez. Narindik, farkındaydık, tüm sakarlara aşık olup bunu seve seve yaptık. Oturduk en sonunda hayatın ve insanların adaletsizliğine değil, kendi aptallığımıza içtik, ki buna içecek kadar adil oluşumuzu görmüyorsan hiç bizi yorma kendini soyunma odasına al lütfen ne de olsa yedek kulübesi bile fazla sana!..” ~ ben’den ~ 22.10.2022 ~ 04:49 ~
Reklam
sıfır - bir
“Karanlık gökyüzünde ışığı kendine bile yetmeyen yeryüzünden bakınca sakince rotasında ilerleyen bir uçakla kolaylıkla karıştırılabilecek türden bir yıldız ne kadar yıldız derse kendine birçoğumuz ancak o kadar demeli kendine insan. Kalabalıklar içinden ayrıştırılamıyoruz. İşin aslı kendimizi bile ayıramıyoruz. Hayat ya hep ya hiç diyip tüm paranı siyaha veya kırmızıya yahut zero’ya koyman gibi heyecan dolu değilse, yeryüzünden parlaman ya da gökyüzünde parlamanın ne alemi var? Parıltının yüksekliğiyle kimse ilgilenmiyorsa şarj edilen pillerini sürekli dolu tutmanın ne alemi var? Yüzündeki tebessüm yaşınla doğru orantılı olarak insançekimine yenik düşecekse, hayal kurmanın ne alemi var? Baharın gelişini çiçeklerden önce yaprakların tonlarından anlamanın, yağmurun çoşturduğu çam konusunun, sıcak bir belde de tatlı bir meltemin vücuduna hiç kimsenin dokunamayacağı naiflikte dokunuşunun, sessizliğin kıymetini bilmenin, çocukla çocuk olabilmenin, yaptığın hatalardan senden apayrı bedenlerin sakınabilmesine çabalamanın, seni bilen anlayan insanlarla konuşmadan anlaşmanın, kırık kalbini hiçbir şeyin onaramayacağını bilip yine de dayanabilirim diyip devam etmenin, bir kere olsun sevgi görmeyip içinde bunca nasıl stokladığını düşünüp düşünüp bulamamanın… tüm bunların yaşama dair iyi-kötü şeyler olduğunu bilip hepsini dengede tutmanın ne kadar zorlayıcı olduğunu öğrenmek zorunda kalmak. Hayat iki insanın birbirini arzulamasıyla başlıyor keşke öyle son bulsa, bizi iki ayaklı doğurarak bu şansımızı da istemsizce elimizden almışlar.” ~ ben’den ~ 04.10.2022 ~ 03:55 ~
o neydi ya öyle ~ iki
“Bireye vurulunca orantısız dağılan bir hayat, içinde her şeyinle inanmak, belki keşkeyle son bulacağını bir kez bile düşünmeden güvenmek, uzun veya kısa veyahut bir anlık kocaman gülümsemek, kalbinin adını tekrarlayıp durduğu birine aldanmak, onun sayesinde tüm bildiğin ve doğru kabul ettiğin şeyleri düzellettiğin biri tarafından aldatılmak, kendi sevgini kendinden esirgerken onun sevgisini dilendiğini göz ardı edercesine kendini aldatmak, deliler gibi sevmek, acında kahrolmak, doyasıya nefret etmek, hayata ve onun getirdiği her şeye küsmek, yeniden fakat tek farkla her şeyinle acıyı hissetmek ve en nihayetinde hissettiğin her şey gibi bunun da geçici-onarıcı-affedici-kabullenici taraflarına tutunarak, hayata değil, ana tutunarak sürdüregeldiğin silip süpürdüğünü düşündüğün bu hayat kısmen şuna benzese de; tüm pencereleri kapalı salonunun durduğu yerde nasıl tozlandığını gördükçe süpürmenin bitmeyeceğini ve asla durmayacağını asıl durursa bir şeye tutunmanın imkansızlacağı farkındalığıyla ona tekrar gözlerini dikip baktığında ben senden büyüğüm, ben senden önemliyim, benim taşıdıklarım senden gelmedi zaten bendeydi sana benden geldiler onları söke söke senden geri alıyorum. Hissettiklerim söktüklerimdi, söktüklerimse seni anlamlı kılanlardı. Doğrudan ya da dolaylı hiç fark etmez seni anlamlandıran benim. Tam da bu sebeple “haddini bil!” demeye cüret ettiğinde ne kadar büyüdüğüne kendini bile şaşırtıyorsan, seni hiç kimse, hiçbir şey süpüremeyecek.” ~ ben’den ~ 26.09.2022 ~ 05:24 ~
˚ ss
“Diyemiyoruz ‘seni görmek istemiyorum’ Seni görmenin bana getirdiği iyilik kadar getirebileceği üzüntünün ağırlığını atlayamıyorum yeterince deneme ve egzersiz yapsam da bu engelli atlama benim düşünce engelimi aşmayı başarmama yetmiyor. Yüzüne bakınca gördüğüm masumiyetin bağımlısı olabilir ve üstüne iradem beni mahkemeye verse dahi davalı olarak söz edildiğim yerden davacı olarak çıkmamam mümkün değil. Söylediğin her söz gönül teli denilen şeyin yaylarını oynatabiliyorsa bu aptal betimlemenin haklılığını ispatlıyorsa bunu inkar etmenin benim ne kadar aciz oluşumu gösterdiğini bilmediğimi mi sanıyorsun? Sence o kadar şey yaşamadım mı? Sana hiçbir şey diyemezken içimden sana akan nehirin sularında yüzen balıkların hatrını da mı duymayacaksın, gerçekten mi? Sana aktıkları için yaşayabiliyorlar sonuçta. Dokunduğun her zerremin altından daha hızlı değer kazandığını piyasayı bilmesen bile göremeyecek misin? Olsun tüm bunlara karşın, seviyorum demek için çok geç. Benim için geç. Her şey benim için. Gözü doymaz bencilliğimi başka türlü yatıştırmayı bilmiyorum çünkü. O benden büyük. Senden büyük. Bencil işte. Elinde değil. Taktıkları isimde kabahat belki kim bilir. Sana söylenecek tonlarca farklı şey bulunabilir bunları yalnızca ben söylemeyebilirim de üstelik. Tek dileğim… o gözlerinden kendine umutla baktığın kişi seni dünyanın gelmiş geçmiş en huzurlu insanı yapmaya yetebilsin. Ancak bunu düşünürsem yaptığım her şeye iyi ki diyebilirim tıpkı sana iyi ki dediğim gibi. -ss-” ~ ben’den ~ 17.08.2022 ~ 00:58 ~
˚ sesi aç
“Karanlığa alışık gözler var, insanları boşadığın gibi boşayamıyorsun alışkanlıkları. Sorup durduğun diğer yarı hikayesi, sonu iyi bitse olurdu belki masal. Masalların bile acımasız gerçeklerden ne kadar uzak olduğu tartışılırken sonun mutlu bitmesi yüzünü güldürmeye yeter miydi, emin olamazdın asla. Aşkın ve sevginin kendi oyunları bir varmış
˚ zerre
“Bilmiyorsun çoğu kez neyin önemli olduğunu. İhtiyacının ne olduğunu. Kırılmamak için aldığın önlemlerin izlerini bir cinayeti örtbas edercesine yok ediyorsun elbiselerini, tokalarını, çantalarını kendileriyle beraber alevlere atıp bir daha yolunu bulamayacak diye sırtını dönüp gittiğin yer var ya işte orası oluyor kırıkların faraşa toplanıp belediye çöplüğünden farksız karmaşanın ortasına atıldığı adres. Kaç kırık, kaç özlem, kaç neşe, kaç pişmanlık var orada sayabilir misin? Kaçını birleştirebilirsin? Kaçının sonunda yapbozun karşına geçip bir anlam çıkarabilirsin? Çıkardığın anlamla ne bok yiyebilirsin? O sana izin vermiyorsa… içten içe sana erise de eriyişiyle katılaşması arasında bir göz açıp kapatma saniyesi varsa günde ortalama bin beş yüz kez göz kırptığımızı düşünürsen kaçının sana akmasını sağlayabilirsin? Tüm bu zelzeleye rağmen seni sevebiliyorsa ondaki karmaşanın içinden ışıltıyı seçtiğini, görebildiğini söyleyemez misin gerçekten? Zor değil sevmek, zor olan sevilmek hele inanmamışsan bir kez dahi buna, sevilsen bile anlayamıyorsun, inanamıyorsun değil bak anlayamıyorsun… Bana anlat, her şeyiyle her şeyinle.” ~ ben’den ~ 31.07.2022 ~ 05:10 ~
187 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.