Dünya yerleşkesine epey alıştık. Sanal alemde ne kadar hareketliysek gerçek hayatta bir o kadar yavaştık. Bizim yerimize gezenlerin, bizim yerimize okuyanların, bizim yerimize bilenlerin dünyasında elbette düşünmek, anlamak, diğergam olmak gibi bir tasamız yoktu. Doğumundan ölümüne kadar nefes alabilen insana yaşadı nazarıyla bakıyorduk. Az mı gittik uz mu gittik dere tepe düz mü gittik bilinmez ama kervan artık yürümüyor. Artık geçen, göçen, hicret eden; bu diyara şahid olmaya geldiğini hala unutmayan, dünyaya kök salmamak adına rahatı,konforu, gerektiği yerde bile isteye huzuru dahi terk eden insanlardan pek kalmadı. Gurbette asimile olup anavatanını unutan, düştük kalktık ama şu birkaç iyilik de dönüş biletimiz olsun demeyen, ölümün araladığı kapıdan içeri girildiğinde ne ile karşılacağını merak etmeyen, kromozom sayısında bir değişiklik olduğu tespit edilmemiş olsa da insan da demenin zorlaştığı bir garip varlığın hüküm sürdüğü çağdayız.
Yerleştikçe yerleşiyoruz bu dünyaya ve yerin bizi kabul etmeyeceği güne kadar ısrarımız devam edecek görünüyor.
Acı sonu gördük. İmdat elimizi kaldırdık. Bir yardım bekliyoruz ufukta ama...
Bizi bu yerleşik hayat çukurundan kim çıkaracak?
22.06.2023