Öncelikle kitabı beğendim. Franz Kafka'nın diğer eserlerini anlamak için ilk önce bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Bu kitap sayesinde Dava, Dönüşüm, Şato gibi kitapların neden yazıldığını da anlayabiliyorsunuz. Buradaki devasa adam veya baba Dava kitabındaki iki tane görevli demek mesela. Kısacası Franz Kafka'nın ilk okunması gereken eseri diyebilirim.
Kitabın konusuna gelelim şimdi.
Kitap, başlığından da anlaşıldığı üzere Franz Kafka'nın babasına yazdığı bir mektubu anlatıyor. Mektupta babasının Franz Kafka'yı bir kukla gibi kullandığı görülüyor. Franz Kafka ise bunları sorgusuz kabul etmek zorunda kalıyor. Karşı çıkamaya çalıştığında anında azar yiyor.
Bu kitapta babasına söylemiş olduğu şeyleri babasına konuşarak söylemekten korktuğu için mektup şeklinde yazmış. Mektubu babasına vermekten korktuğu için babasına vermesi için mektubu annesine teslim etmiş. Fakat annesi de kocasından korktuğundan dolayı verememiş ve mektup asla babasına ulaşmamış.
"Yazdıklarım seninle ilgiliydi, orada sadece senin kollarında yakınamadıklarımdan yakınıyordum. Bu sana karşı kasıtlı olarak uzatılmış olan bir vedaydı, senin tarafından dayatılmış olsa da benim belirlediğim yönde gelişiyordu."
"Sanki ortada asılacak biri var gibiydi. Gerçekten asılırsa ölürdü ve her şey biterdi. Ancak kişi asılma hazırlıklarına tanıklık etmek zorunda bırakılırsa ve ilmik gözünün önünde sallanırken bağışlandığını öğrenirse, yaşamı boyunca bunun acısını çekebilir."
Kemikleri ısırarak kırmaya izin yoktu, sana vardı. Sirkeyi höpürdetmeye izin yoktu, sana vardı. Önemli olan ekmeği düzgün dilimlemekti; ama senin üzerinden soslar damlayan bıçağınla yaptıların önemsizdi. Yemek artıklarının yere dökülmemesine dikkat edilmeliydi, sonunda en fazla yemek artığı senin altında olurdu. Masada yalnızca yemekle ilgilenilmeliydi, oysa sen tırnaklarını temizler ve keserdin, kurşunkalemlerini tıraş ederdin, kürdanla kulaklarını karıştırırdın. Lütfen, baba, beni yanlış anlama, tamamen önemsiz ayrıntılar olabilir, ancak benim için böylesine belirleyici bir insan olan sen, bana dayattığın davranış kurallarına bizzat uymadığın için ezici bir boyut kazandı bunlar. Bu yüzden dünya benim için üç bölüme ayrıldı; benim, yani kölenin, yalnızca benim için icat edilmiş ve üstelik bilmediğim bir nedenle asla tümüyle yerine getiremediğim yasaların boyunduruğu altında yaşadığı bir bölüm, sonra senin, yöneterek, emirler yağdırarak ve bunlara uyulmadığında öfkelenerek yaşadığın ve benimkinden alabildiğine uzak bir ikinci dünya ve nihayet tüm diğer insanların, emirler ve itaatten bağımsız, mutlu yaşadıkları üçüncü dünya
Buna karşılık ben hep senden kaçtım. Odamda kitaplarıma gömüldüm. Uçuk arkadaşlara ya da deli saçması fikirlere sığındım. Seninle hiçbir zaman açık açık konuşmadım.
İnsan gerçekten asılırsa ölür ve her şey biter. Ama asılması için yapılan tüm hazırlıkları yaşamak zorunda kalır ve ancak ilmek gözünün önünde sallanırken affedildiğini öğrenirse hayatı boyunca bunun acısını çeker.
‘En yüksek nokta değil,
Ona uzaktan ,ancak makul bir yaklaşmadır ;öyle ya ,güneşin doğrudan ortasına uçmak gerekmez, ama güneşin arada bir vurduğu ve insanın azıcık ısınabildiği dünyanın temiz bir köşesine gidip sığınmak yeterlidir.’