"İnsanlar, seviyelerinin seninle konuşmaya yetmeyeceğini anladıkları için arkandan konuşmaya başlarlar. Keyfini çıkar."
"Hayat, kendisine verdiğimiz değer kadar değerlidir."
"Züppeler insanların kendilerini aptal hissetmelerini, şairlerse hayal bile etmeye cüret edemeyecekleri kadar akıllı hissetmelerini sağlarlar. Bununla beraber, insanların bundan çıkardıkları sonuçlar tamamen mantıksal değildir. Şairler insanlara hayrandırlar ve kollarını onları kucaklamak üzere açarlar, fakat karşılığında çarmıha gerilip taşlanırlar. Züppelerse insanları küçük görüp aşağılarlar, fakat insanlar onlara defne dalından taç giydirirler."
"Sanrılara kapılıp hayali düşmanları olduğu için intihar eden birisi, hülüsilasyonlar sonucu gördüğü o düşmanları açık bir gerçek sanır; hem de hayatına son verebilecek kadar gerçek.. Gece yarısı gördüğü karartılardan ötürü kan ter içinde titreyerek uykudan uyanan bir çocuk için karartılar, yatağından da, odasının masa ve perdesinden de daha gerçektir."
"Ölüm, zaman tecrübesinin ve yaşanmış ağırlıkların bir bebeğin bedenine tamamıyla hakimiyetinin adıdır. Zaman her şeyi büyüterek, katılaştırarak öldürmüştür artık. Yaşlı bir varlık da ancak toprakla üzerindeki anlamları, ağırlıkları atarak Rabbin katına ilk yaratıldığı şekliyle varabilecektir bu yüzden zayıflık ve körpeliği katı ve güçlü olana tercih ediyorum."
"Zaman, bir şeye dokunduğunda onu bozar. O nesneye zamanla kendine ait olmayan anlamlar, ağırlıklar, yaralar ve hayat içinde yalanlar bahşeder."
Puşkin der ki: Sanatçı, konuşmaya dermanı kalmayanların yerine konuşabilen kişidir.
Zaman, bir şeye dokunduğunda onu bozar. O nesneye zamanla kendine ait olmayan anlamlar, ağırlıklar, yaralar ve hayat içinde yalanlar bahseder. Şiir zamanın kelime üzerindeki tahakkümünü, resim; renkler ve dokular üzerindeki çözücülüğünü, müzik; sesler ve ritimler üzerindeki ağırlık ve tasniflerini ve en sonunda film zamanın bütün bir hayatın, hatıraların, rüyaların üzerindeki tasallutunu ortadan kaldırıp her şeyi Tanrı'nın ilk yarattığı ana döndürmeye gayret gösterir. Yaşlılık ve ölüm de böyle değil mi zaten? Ölüm, zaman tecrübesinin ve yaşanmış ağırlıkların bir bebeğin bedenine tamamıyla hakimiyetinin adıdır.
Sayfa 8 - Ön söz
"Günümüz dünyası maddi bir dünyadır. Modern toplum her türlü maneviyatta yozlaşmış durumdadır. Sonuç ürkütücü olacak, hayat katlanılmaz hâle gelecek ve böylesi bir dünyada yaşamak güçleşecektir. Bundan kurtulmanın yegâne yolu ise manevi hayatın geliştirilmesidir. İnsanoğlu manevi olarak çökmüş bir dünyada hangi sebeple yaşayacaktır?" Tarkovski
Sayfa 223
İnsan bilmese, farkında olmasa dâhi aşkın peşinden koşar.
Andrey Tarkovski Sineması
"Benim nazarımda farklı olan karakter, dünyayı korumaya çalışan, ona dair birtakım sözleri ve endişeleri olan karakterdir."
Küre YayınlarıKitabı okudu
Andrey Tarkovski // Kayıp umudun izinde
"İnsanın ne hayvan ne de melek olduğunu, yer ile gök arasında gidip geldiğini, ancak her şeye rağmen toprağa ait olduğunu gösterir."
Küre YayınlarıKitabı okudu
Andrey Tarkovski // Kayıp umudun izinde
"Çıkmazlar ne kadar da çıkmaz olsalar da, bir çıkar yol vardır elbette. Ancak o yolu bulmak için ardı sıra gitmek, aramak, telaş etmek gerekir."
Küre YayınlarıKitabı okudu
