"Ve gecedir.Fena derlerdi adına,böyle karanlıklarla boğuştuğunu görseydiler. Görmediler.Varlığına aldıran yoktu işte.Taşın gölgesinden korktuğu olurdu ,ağacın serinliğinden. Suyun akıp gittiği ırmak kenarlarında durup beklerdi.Gelecekleri,gelmeyecekleri, adını bilmediklerini, cinleri ve perileri... Biri gelsin tutsundu elini. Gözünün içine baksındı. Ara sıra bir şeyler söylesindi. Olmazdı ki böyle. Hep fena kendisi,hep yalnız, içine doğru büyüyen bir eğri .
Yazarı şahsen tanıdıktan sonra ona ait bir kitabı okumanın ilginçliğini yaşadım. Çay içip sohbet ettiğimiz gün gibi hissettim öykülerini okurken. İncecik bir kitap, kısacık öyküler, anılarını anlatıyormuş gibi, kurgu muhakkak vardır da, sanki yokmuş, başından geçen bir şeyi anlatıyormuş tadında.
"Modern dünyanın masallarını anlattım insanlara. Sevdiler de." diyor bir öyküsünde... Dediği gibi, modern dünyanın masallarını anlatmış, öykülerinde.
Samimi, sıcak, doğal ve yalın olanı. İçimizden öyküleri dile getirmiş. Kimi zaman ölümün insan üzerine kattığı sükûnetin bir davada bozuluşunu, kimi zaman giden insanların ardından kalan elbiseleri, öyle zamanlar da oluyor ki çaresizliğin vehmini.
Kısacık, hiç yormayan, bazense keşke biraz daha uzun olsaymış dediğim öyküler okudum. Kafamın sakinleşmek istediği şu zamanlarda ilaç gibi geldi.
Kalemini ve öykülerini severek okuduğum, beğendiğim yazarın diğer kitaplarını da okumam gerek.
Öykü okumayı sevenlere ve öykü okumaya cesaret edemeyenlere tavsiyemdir.
Edebiyatımızdaki son dönem hikayecilerinden... Kendine has bakış açısından bize açılan kapılar ve hikayeler var. Hikaye başlıklarında da değişik isimlendirmeler göreceksiniz.
Bak Önümüzde Yeni Bir MevsimSERKAN TÜRK Hepimiz başkalarının romanlarından,öykülerinden kaçıyoruz.Madem bir öykünün ana kahramanı olamıyoruz ne diye orada oyalanalım?En iyisi kaçmalı.Başka hikayelerin kapısını aralamalı,izinsiz girmeli.Burası benim yerim demeli,diyebilme cesaretini göstermeli.Sayfa20
Aynen yukarıda yazılan satırlarda ki gibi Serkan Türk bu kitap benim demiş ve Bak Önümüzde yeni Bir Mevsim diyerek,oniki tane insanın ruhuna işleyen öyküler yazmış.Tam da Cemreler düşerken.
Bazı anlar ölmüş olduğumu düşündürüyor bana zaman.Sanki seneler evvel yaşam denilen şey benim bedenimden çıkıp gitmiş,geriye kalansa anılardan oluşturduğum bir mezar.Bu mezarın dışındaki hayat bir gürültüden ibaret.Sayfa27
Benim dinlediğim kalbimden başkası değil.Bazen içine sonsuz bir elem doldurup ağzı kapatılmış gibi hissetmeme neden oluyor.Etrafımda olan biteni görmüyormuş gibi yalpaladığım oluyor.İnsanın kalbi kör olabilir mi?S37
Kitapta bana en dokunan cümle kitaba adını veren öykünün temel taşı”İNSANLAR ÖLÜR,ElBİSELERİ KALIR GERİYE”S41
️️️
Önümüzde bir mevsim var,toprak uyanacak,yeşillenecek heryer,Yitik Ülke yayınlarından çıkmasından dolayı bir yeşillik görseliyle kitabı tanıtmak istedim.Kitaplarıyla beraber tohum hediye eden bir yayınevine,duyarlılığından dolayı bir borç hissettim kendimce.
Hikayeleri okurken, bu hikayeler, kimlerin hikayeleri diye sordum. Hikayeler, yolda yürürken görebileceğiniz herhangi birinin, dolmuşa binerken müsaade ettiğiniz amcanın veya yan dairede oturan ama adını bilmediğiniz teyzenin hikayeleri. Gündelik yaşamlardan alınan bu parçalar Sait Faik Abasıyanık hikayelerini anımsattı bana. Genelde, yalnız kalmış,sarsılmış, bir taraftan da sevgisine ihanet ettiğini içten içe düşünen karakterlerin, boşluğa da olsa konuşarak yüklerini hafifletmek istediklerini sezinledim. Dil, o kadar yalın ki yalınlık cılızlığa dönüşecek diye endişelendim. Neyse ki öyle olmadı. Tüm kitaptan aklımda kalansa bir hikayedeki ana karakterin bir başka hikayede, başka bir gözle yaşıyor olduğunu görmekti. Hikayeler arasındaki bu ilişkiyi başka hikayelerde de görecek miyim diye beklerken kitap bitiverdi.
Bu hayatta en sevdiğim şeyleri sıralasam belki de ilk sıra olmaz ama yine de o sıralama içinde başlarda olacak birşeydir ; otobüs camından dışarıya bakıp yolda yürüyen insanlar hakkında birşeyler hayal etmek..
Diyeceksiniz bunun verdiği his nasıl? Bende size yorumsuz diyecem..Herkesin yapmaktan hoşlandığı birşey var benim de bu..Neden böyle bir giriş yaptığımı soracak olursanız bu kitabı okurken hissettiğim bu oldu..Sanki o gözlemlediğim insanların hayalimde olan hikâyesini okuyormuşum gibi oldum..Bir bölüm bitip diğerine başlayım derken 12 hikâye okumuşum...
.
Konusu 12 farklı öykü her birinde sabit kalmayan duygu değişimi
.
#serkanturk ilk defa okuduğum bir yazar oldu kalemini sevdim.Bu ilk kitabıda olmayacak elimde 2 kitabı daha var onlarında hemen okuyacam inşallah