Tohum saç, bitmezse toprak utansın! Hedefe varmayan mızrak utansın! Hey gidi küheylan ,koşmana bak sen ! Çatlarsan,seni doğuran kısrak utansın! Eski çınar şimdi noel ağacı; Dallarda iğreti yaprak utansın! Ölümden ilerde varış dediğin, Geride ne varsa bırak utansın! Ey binbir tanede solmayan renk, Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!
Bir günümde sen vardın yine sancılarla ağıt yaktım! Bu günümde yalnızım Rabbim yalanlara kandım ben… Bir şarkı yaptım dostum oldu arkasından ağlayandım, Ve bulandım duygularla arkasından kalbe kilidi bağlayandım. Anlatılmaz bir gecemde karanlık gökyüzüm var, Evde romantik bir hava dışarda aç yatan var. Söz veripte tutamadın mı geçmişe dönenmi
Reklam
Alo baba sen misin nasılsın?Allahıma bin şükür ben burda iyiyim... Ne olsun be baba güzel geçiyor günlerim silah elimde hergün iştima nöbetteyim. Annem nasıl baba ağlamıyor değilmi? Söyle nolur ağlamasın bırakmasın kendini... Doğudayım tehlike evet biliyorum baba! Korkmuyorum elbet vatana kan can feda... Kardeşlerim nasıl sınıfı geçtilermi?
Hayatımın zamanı wardı bak Onun başında hep gülümsedim O hatıra fotoğrafın içinde çok büyük bir fırlama oyunculuğunu oynadım Komik ifadelerle yanımda sen yokken Değişmedim değişmedi cevap veren bu cümleler ve hep yenildim beklemediğime inanki hiç kolay değil tesadüfen bu karşılaştığım Dönüp bakarken arkadan güzel gelirdi duygular; Sorun yarattı bak çıkardım üstümü 1. sınıf mimikleriyle karşılaştım Başka semtin kıyafeti bu düşündüğümde çok komikti evet Çok komikti çünkü; dinleğin Asla olmaycagını düşündüğüm herseydin ama şimdi Unutabilmeyi dilediğim tek kişisin bu tek kişilik odamda Bugün yine bigün biter gider ve ben yerine dalıp giderken
Ne olur, bana söyleme! Aman ha, söyleme! Demokrasi adına halk dalkavukluğundan bıktım usandım artık! Bütün kurumlarıyla işlemeyen bir demokrasi neden kutsal inek olsun? Şöyle söyleyeyim, düşün bak, eğer basın bir tekeller basınıysa, işbirlikçiyse ve sen bu basına karşı çıkıyorsun, demokrasi var diye, böyle bir basının özgürlüğünü nasıl savunursun? Çayırtepe Karakolu'nda senin başına gelenleri askerlere yükleyip, rahatlayacak kadar safdil olamazsın, dökülen her damla kandan başta Demirel, Ecevit, Türkeş, Erbakan, o dönemin bütün sivil siyasileri sorumludur! Bir başbakanın icrası, on yedi yaşında bir çocuğun boynuna geçirilen iple sonuçlanıyorsa, o adam hiçbir şey yapamıyorsa, intihar etmesi gerekli değil midir? Yok, böyle gergedan derisi yüzsüzlüğü! Hıyanet özgürlüğü diye bir şey olamaz. Diyorum ya, çıkarcı'bir değerlendirmeyle SHP açısından baktığım zaman da anlamıyorum! Şöyle ya da böyle temizlenmiş bir siyasal arena var. Neden tertemiz başlayamayasınız? Neden gidip yine o adamların popolarına giresiniz? Neden pisliğe bulaşmamış kadrolara şans tanımazsınız? Bu 'asr-ı saadet' yutturmacası nereden çıkıyor?
Sayfa 289Kitabı okudu
Sevgili Ayda V. Gani, bak bu satirlar senin icin gelsin, guzel insan Nazim Hikmet Ran'dan.. "Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.." ertugrul.gen.tr/iir-seslendirme
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.