Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Herkes birbirine bir kazık attığı zaman mutlu. Bu şe­hir yalancılar şehri, dolandırıcılar şehri, iki yüzlüler şehri. Bu şehrin insanı kendi kendine bile yabancı. Kendi kendini kandır­mayı anlarım, bir insanca yanı vardır. Hayır, bunların kendi kendilerine iki yüzlü olması korkunç. Kendi kendilerine iki yüz­lü oluyorlar. Kendi kendilerine zerrece saygı duymuyorlar. Hiç kimseye sevgi, saygı duymuyorlar. Bir kurumuş yanları var. Sevgi gözleri kurumuş. Sevgi gözleri kuruyup yalan gözleri iki misli, üç misli büyümüş.
Sayfa 140
Bu gidişle, gidiş bunu apaçık gösteriyor, topraklarımızın üstün­de aç, sefil, ekmeğe, bir dilim kuru ekmeğe muhtaç sürünece­ğiz.
Sayfa 16
Reklam
İnsanın mayasındaki en büyük kötülüklerden birisi de alışkanlık kötülüğüdür.
Sayfa 70
Bir bozuk düzen içindeyiz. Hepimiz yakınıyoruz. Hangi ak­lı azıcık bir şeye erenle konuşsan, bir dert kumkuması.
Sayfa 13
Umutsuzluğumuz, karamsarlığımız, korkumuz, derdi keş­fedip onun karşısında eli kolu bağlı kalmamız, yarı aydın, bencil, bilgisiz oluşumuzdandır. Umutsuzluk geri kafalılıktan, düşünememekten doğar.
Sayfa 32
“Eğer bir insan, eğer bir çağ, eğer bir olay seviliyorsa, sevilmişse, sevdası türkülerdedir.”
Sayfa 25 - Yapı Kredi Yayınları, “Türküler” yazısı
Reklam
“Ne güzel, ne güzel evrende gizler bulmak. İnsan kafasının karanlıkları delmesi ne güzel.”
Sayfa 58 - Yapı Kredi Yayınları, “Çizgi” yazısı
“Emekçinin eli hangi insana değmişse, eğer o insanın azıcık gücü, temizce bir yüreği varsa, o insanı altın etmiştir.”
Yapı Kredi Yayınları, “Emekçinin Eli” yazısı
“Büyük sanat, yaşama çıraklıktır.”
Sayfa 269 - Yapı Kredi Yayınları, “Sanat ve Ödemek” yazısı
"Nasıl bir dünya mı? Haksızlıkların olmadığı bir dünya... insanların hepsinin mesut olduğu, hiç olmazsa iş bulduğu, doyduğu bir dünya... Hırsızların, başkalarının hakkına tecavüz etmelerin, bol bol bulunmadığı ne demek! Hiç olmadığı bir dünya! Sevilmeye layık küçücük kızların orospu olmadığı, geceleri hacıağaların minicik kızları caddelerden yirmi beş lira pazarlıkla otellere götürmediği, her genç kızın namuslu bir delikanlıyla konuşabildiği, para için namus, ar, haya, hayat, gece, gündüz satılmadığı bir dünya... Muhabbet tellâllarının günde otuz lira kazanmadığı bir dünya... Sokaklarda sefillerin bulunmadığı bir dünya... kafanın kolun, çalışabildiği zaman karnın muhakkak doyabildiği, eğlenebildiği bir dünya... İçinde iyi şeyler söyleyemeye, doğru şeyler söylemeye salahiyetler kıvranan adamın, korkmadan ve yanlış tesfir edilmeden bu bir şeyleri söyleyebildiği bir dünya..."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.