Beyza Öztürk
@balerinn
Size her şeyi anlatacağım.
tumblr.com/ifeelmythoughts
Bilgisayar Mühendisi
Muğla
39 okur puanı
Eylül 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
“Dusman tarafindan isgal edilmis bir kent, iffetini yitirmis bir bakire gibidir” Napolyon
Okur Takip Önerileri
Yillardir adam yonettigi icin cok iyi biliyordu ki, insanlara boyun egdirmenin en iyi yolu, boyun egmeyeceklerinden kusku duyuldugunu onlara hic belli etmemektir.
Moskova’da iki yuzden fazla kilisenin bulundugu cevabini alinca “bu kadar cok kilise ne ise yariyor?” Diye sordu.
“Ruslar cok dindar insanlardir.”
Napolyon, “manastirlarin ve kiliselerin coklugu her zaman o ulusun geriliginin bir gostergesidir” cevabini verdi.
“Profesor, benzodiazepin olarak bilinen kimyasallari hic duydunuz mu?”
Langdon basini iki yana salladi.
“Bir cok seyin yani sira, travma sonrasi stres tedavisinde kullanilan bir ilac turu. Bildiginiz gibi, bir insan trafik kazasi veya tecavuz gibi korkunc bir olay yasadiginda, uzun sureli hatiralari cok yipratici olabilir. Sinirbilimciler, benzodiazepin kullanimi sayesinde travma sonrasi stresi henuz baslamadan tedavi edebiliyorlar.”
“Yeni hatiralar olustugunda, bu olaylar kisa sureli hafizada yaklasik 48 saat depolandiktan sonra uzun sureli hafizaya goc ederler. Yeni benzodiazepin karisimlari kullanarak bir insan kolaylikla kisa sureli hafizasini yenileyebilir… kisa sure once gerceklesen bu anilari uzun sureli anilara donusturmeden once silebilir. Ornegin, bir saldiri kurbanina, saldiridan birkac saat sonra benzodiazepin verilirse, bu anilari sonsuza dek beyninden silebilir ve travma asla benliginin bir parcasi olmaz. Tek kotu tarafi, insanin hayatinin birkac gunune dair anilari tamamiyla kaybetmesidir.”
Tarih tekerrürden ibarettir.
Karl MarxKitabı okudu
Cehennemin en karanlik yerleri, buhran zamanlarinda tarafsiz kalanlara ayrilmistir.
Gercek bir masonun birinci gorevi kendi kendini mukemmellestirmeye calismaktir. Yasamimizdaki zorluklari sirtimizdan atmakla bu amaca daha kolay ulasabilecegimizi saniriz cogunlukla; oysa sayin bayim, tam tersine, su uc buyuk amaca ancak yasamin dertleri ortasinda savasim vererek ulasabiliriz: 1) kendini bilmek; cunku insan kendini ancak baskalariyla karsilastirarak taniyabilir 2) mukemmellik yolunda ilerleme ki bu da ancak buyuk cabalarla gerceklestirilebilir 3) en buyuk erdem olan, olumu sevmek. Olum sevgisinin ya da baska deyimle yeni bir yasam icinde yeniden var olma ozleminin ruhumuzda guc kazanmasi icin yasamin ne kadar bos oldugunu gormemiz gerekir; bunu bize en iyi gosterecek sey de yasamda var olan kotuluklerin ta kendisidir.
Denisov’la Rostov askerlere kendileri için bir zeminlik kazdırıp üstünü de çalı çırpıyla örttürmüşler, ikisi birlikte orada yatıp kalkıyorlardı. Askeri birlikler arasında o sıralarda yeni yeni kullanılmaya başlanan bu zeminlikler şöyle hazırlanırdı: bir, bir buçuk metre derinliğinde, bir metre genişliğinde ve iki buçuk metre uzunluğunda bir hendek kazılır, hendeğin bir ucuna da girişi oluşturan basamaklar oyulurdu; hendeğin içi ise odayı oluştururdu. Bölük komutanları gibi bazı şanslı subayların hendeklerinde, girişin tam karşısında, dört tane kazık çakılıp üstüne tahtalar oturtulur, masa diye kullanılırdı. Hendeğin iki yan duvarı yerden biraz yüksekçe, içeriye doğru yetmiş, seksen santim kadar boylu boyunca oyulur, bu oyuklar da karyola ve sedir yerine geçerdi. Hendeğin üstü örtülür, hava çok soğuyunca da basamakların dibine bir sac parçası, sacın içine de askerlerin yaktığı çoban ateşlerinden alınan korlar konurdu; bu kadarcık ateşle bile zeminliğin içi öyle ısınırdı ki, Denisov’la Rostov’un hiç eksik olmayan subay konukları ceketsiz oturabilirlerdi.
Arındırın kendinizi; arındıkça ulaşırsınız bilgeliğe.
“Babacigim onu pek sever. Babamin iyi gecindigi, hic kizmadigi bir o vardir, bir de Mihail Ivanovic; cunku babam kendisini her ikisinin de velinimeti sayar. Sterne’in dedigi gibi, ‘Insanlari, bize yaptiklari iyiliklerden cok, bizim onlara yaptigimiz iyiliklerden oturu severiz.’
Birtakım şeyler kırılır, bazen kırılanlar onarılır, fakat çoğu durumda fark edersin ki kırılan ne olursa olsun hayat o kaybı telafi etmek için yeniden şekillenir, bazen de muhteşem olur bu şekilleniş.
