Çevresindeki eğitimsiz kişiler ne okuduğuna pek bakmadılar; o da ruhunu İngiliz, Alman, Fransız yazınlarının yeni başyapıtlarıyla beslemeye başladı. Lord Byron, Goethe, Schiller, Walter Scott, Hugo, Lamartine, Crabbe, Moore, on yedinci ve on sekizinci yüzyılların büyük yapıtları, tarih, tiyatro, Rabelais'den Manon Lescaut'ya bir sürü roman, Montaigne'in Denemeler'inden Diderot'ya, koşuk masallardan La Nouvelle Héloïse'e bir sürü kitapla bu üç ülkenin düşünce dünyaları, durgun saflığı ve gem vurulmuş bakireliğiyle yüceliğe erişen bu zekâyı karmakarışık imgelerle doldurdu; ve bu kafadan, dehaya, üstün yeteneğe karşı, parlak, donanımlı, içten, güçlü, kesin bir hayranlık doğdu.