HAYATA BAŞKA BİR AÇIDAN BAKAN ;
Bu açıdan bakınca, yağmurda hüzün gibi bir şey galiba: İlk başta aman bana ilişmesin diye didinir sakınırsın, emniyetli ve kuru kalmak için elinden geleni yaparsın, ama baktın ki olmuyor, baktın ki yağıyor üzerine dört bir koldan, gark olursun ta dibine kadar ve bir kez bu kadar battın mı içine, ha bir damla eksik ha bir damla fazla ne fark eder. Yağmur da hüzün gibi bir şey, yakalandın mı bir kez, azı çoğu yok artık. Olsa olsa "kuru kalabilenler" ve "sağanaktan nasibini alanlar" var. Elif Şafak İhtiras
Size şöyle anlatayım. Güzel bir manzarayla karşılaşma şansına eriştiğimde, bu manzara alışıldık ve sıradanlaşmış dahi olsa gözlerim dolar. Adeta içecekmiş gibi seyreder, güzelliğini uçtan bucağa hissederim. Kar yağdı mı hele ki lapa lapa yağdı mı heyecandan kalbim daha hızlı çarpmaya başlar, başımı ne kadar gök yüzüne çevirsem de o beyazlığa seyirci olabilmenin hakkını yeterince veremediğime hayıflanırım. Çocukların heyecanlarını yakaladım mı içim kaynayıverir, kuşlarla beraber ruhum da kanatlanır, dağların dinginliğinde benim uğultulu rüzgarım soğuk taşlara dokunarak esermiş gibi gelir. Ahh o güzel doğaya, dağlara, denizlere, çimenlere, çiçeklere, ağaçlara, gök yüzüne illa ki gök yüzüne sonra hayvanlara bilhassa kuş topluluklarına ve nihayet güzel insana (fiziken de ruhen de) hayranlığım bitip tükenmek bilmez. Hayatta kalmanın yolunu- her şey bu kadar kötüye giderken, çirkinleşmiş kararmış ve kokuşmuşken, bitip tükenmek bilmeyen zalimlikler dünyanın dört bir yanını sarmışken- nasıl buldun deseler işte tüm bu sevgileri anlatırdım. Zira onca güzelliğin lezzetine varabilen kalbimin vurduğu dipler de aynı oran da derin oluyor ve bana hiç ilişmeyen kötülüklere dahi her gün her saat dökebilecek göz yaşı bulabilmesi işten bile değil. İşte böyle yaşıyorum ve yaşamak her anlamda bir mücadeleye dönüyor.
Reklam
Bugün okulda -tek boş dersimde- arka bahçede iliklerime kadar donduğum nöbetimden sonra kendimi öğretmenler odasında kaloriferin kenarına attım.Hem ısınayım hem de azıcık bir kaç sayfa da olsa kitap okuyayım dedim.Bir tarafta da bir kaç arkadaş 'tabak,çanak' muhabbeti yapıyor.Kitabım akıcıysa hiç etkilenmem.Kimseye de ilişmedim kitabıma dalmış durumdayım.Bir tane de ablamız var öğretmenler odasının çayıyla vs. ilgilenen. Bir baktım abla bana sesleniyor; "Hocam bırak şu kitabı, zaten gözünü de yormuşsun (gözlüğe istinaden bu serzeniş) dinlen biraz dinlen!!!" Ablaya 'Ah! ablam gözler kitaptan bozulmadı -genetik- asıl gözü bozan telefon, tablet, televizyon ve bilgisayarlardan gelen retinaya zarar veren ışıklar...' demek isterken diyemediklerim... Sadece gülümsedim.Lütfen rahat bırakın artık kitap okuyanları kimseye zararımız yok :))
küfran
o rahvan atları anlaşılır kılan sabahlarda göğsü kasvet sayrılarıyla çarpışıp delişmen çocuklarını azdırırken dünya şehrin çarşılarından esen telaş hıçkırıklarla akşamı karşılayan bir aldanış gibi babamın incinmiş sesine çökerdi. yatağına ilk kez akan bir nehrin hırçınlığıyla karın kapadığı damları temizleyendi babam. bir nasihatin başlangıcındaki
Bu açıdan bakınca, yağmurda hüzün gibi bir şey galiba: İlk başta aman bana ilişmesin diye didinir sakınırsın, emniyetli ve kuru kalmak için elinden geleni yaparsın, ama baktın ki olmuyor, baktın ki yağıyor üzerine dört bir koldan, gark olursun ta dibine kadar ve bir kez bu kadar battın mı içine, ha bir damla eksik ha bir damla fazla ne fark eder. Yağmur da hüzün gibi bir şey, yakalandın mı bir kez, azı çoğu yok artık. Olsa olsa "kuru kalabilenler" ve "sağanaktan nasibini alanlar" var.
Bu açıdan bakınca, yağmurda hüzün gibi bir şey galiba: İlk başta aman bana ilişmesin diye didinir sakınırsın, emniyetli ve kuru kalmak için elinden geleni yaparsın, ama baktın ki olmuyor, baktın ki yağıyor üzerine dört bir koldan, gark olursun ta dibine kadar ve bir kez bu kadar battın mı içine, ha bir damla eksik ha bir damla fazla ne fark eder. Yağmur da hüzün gibi bir şey, yakalandın mı bir kez, azı çoğu yok artık. Olsa olsa "kuru kalabilenler" ve "sağanaktan nasibini alanlar" var. 
Reklam
137 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.