Hekimoğlu İsmail hocamız evlendiği gün eşine şöyle demiş:
"Kimse kimseye itaat etmesin, ikimiz de birlikte Allah'a itaat edelim"
Bu söz bana illa ki kıymetli Sabri Tandoğan hocayı hatırlattı. O da evlendiği zaman eşi Rana Hanıma aynı manaya gelen şu cümleyi kurmuş:
"Bu evde ne senin sözün ne de benim sözüm geçerli olsun. Bu evde Allahın ve Peygamberimizin sözü geçerli olsun"
Bu bilince sahip evlilikler gayet tabii örnek olan evlilikler. Öyle ki Sabri Tandoğan hocanın şu cümlesi imrenilesi.Bir sohbetinde dinlemiştim diyor ki iddia ediyorum Hz. Hatice ile Peygamberimizin (sav) evliliğinden sonra en muhteşem evlilik Rana hanımla benimdi.Bu cümle her yiğide nasip olmaz.
Allah bu bilinci yuva kurmuş olan, yuva kurmaya hazırlanan, cümle eşlere ihsan etsin.inşallah.
Zaten sorun da buradan kaynaklanmıyor mu evliliklerde. Senin dediğin mi olacak benim dediğim mi? Demek ki bu düstur uygulanırsa daha az belki de hiç ego çatışması olmayacak ve hukukçu arkadaşların işide kolaylaşacak.
Hayali bile ne iç açıcı, ne kadar albenili. 😊)) Değil mi.
Boşanma davalarının tedavülden kalkdığı bir asr istersek daha doğrusu her yuvanın bu niyetle kurulmasına öncülük edersek neden olmasın? Vermek istemeseydi istemeyi vermezdi, o halde can-ı gönülden isteyelim ailenin hayat bulduğu, öneminin farkedildiği bir zamanı. Ahir zamanda yaşayalım saadet-i asr'ı.
Olmaz mı!. Olur.. Biz yeter ki olmazları oldurana teveccüh edelim.Tedbir bizim takdir O'nun değil mi ne de olsa.
Pınar..