Bu Benim Oyunum 11. Bölüm
- Fon müziği için youtube.com/watch?v=5zr1YTZ... ( Goran Bregović - Lullaby) - Cebinden sigara paketini çıkarır. Sandalyeye oturup, sigarasını yakar… Sigarasından, derin bir duman alır… KEREM – Sigara ne kadar masum duruyor değil mi? Bu masumluğun altında olan bitenlerden haberiniz var mı? Çoğunuzun bildiği arsenik yani fare zehiri
Bir Yudum Kitap
İnsan, ne yaparsa kendine... Bütün bahaneler, ötekiler, vesaireler hep kendi tutsaklığımız, farkında değiliz. Franz Kafka, "Herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor." derken ne müthiş anlatır. O parmaklıklar birer seraptır sevgili okur. Uzatın ellerinizi gökyüzüne!.. Var olun. Arzu Bahar - Kovulmadım, Ben
Reklam
“ Akreple Yelkovan ”
Geçmişin hatırına, akreple yelkovan geri döner mi? (Sahnede ki bankta oturan Aslı, cep telefonuyla oynayıp saçma sapan fotoğraflar çekmektedir. Sağ taraftan sahneye giren Alp, Aslıyı görür. Göz göze geldiklerinde fonda bir aşk şarkısı başlar, ardından ışık loş hale gelir. Sahne normale döndüğünde Alp tereddüt eder ama sonra Aslının yanına
Kapılardan birinin daha önündeydim şimdi. Korkudan bir an gözüm dikişlerine çamur bulaşmış, üstünde daha yağmurun kurumadığı ayakkabıma dikildi. Nihayet cesaretimi toplayıp içeri girdim. O sahneyi ne zaman hatırlasam hala gözlerim dolar. İçeride yaklaşık bir otuz kadar iki kişilik banklardan vardı. Ama her bir bankta da sadece bir kişi oturuyordu. Hepsini de tanıyordum: Annem, eşim, okul arkadaşlarım, iş arkadaşlarım... Hiçbiri bana bakmıyordu. Şükrettim. Boğazım düğüm düğüm. Sistem'e sordum korkarak: "Bu oda ne odası?" Sistemin robotik sesi, ölgün duvarlarla kaplı odada yankılandı: "Bu oda, sana ihtiyacı olduğu zamanlarda yanında olmadığın kişilerin odası. Bu banklar bu yüzden böyle. Hep... tek kişilik gibi."
Mert Ekim'den
‘’SAPLANTI’’ Her zaman ki gibi sosyal ağ kontrolümü yaptıktan sonra telefonumu yatağımın başucunda duran masama koymuştum. Mavi kuştan kimler neler yazmış, herkesin artık birbiriyle yarıştığı fotoğraf yükleme sitesinde kim hangi fotoğrafları koymuş… Şunun gömleği olmamış, şu botu giymeseymiş iyiymiş, neyse ben beğeneyim o benim fotoğraflarımı
474 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Canan Tan yine son sayfalara doğru ters köşeye yatırdı "duygularımızı"
Canan Tan, öylesine bir hayatı oturup kaleme almış ki, kişiler ortam nesneler ve duygular, tam da Türk damak tadına uyan bir lezzette aktarılmış. Özellikle bursa ve çevresi ile amerikadaki yaşamının betimlemesi gerçekten muhteşem. 474 sayfanın tamamı neredeyse 474 farklı bir günü anlatıyor. Kitabın yarısını 1 haftada okudum diğer yarısını ise bir
Yüreğim Seni Çok Sevdi
Yüreğim Seni Çok SevdiCanan Tan · Doğan Kitap · 201634,8bin okunma
Reklam
38 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.