İntikam ile cezalandırma aynı şey değildir. Cezalandırma cezalandırılan kişi için yapılırken, intikam cezalandıran kişi için, yani onun duygularını tatmin etmek için alınır.
Eylemleri insanların yaşına, karakterine ya da başka özelliklerine göre daha ayrıntılı sınıflandırmanın bir anlamı yoktur. Gençler öfkeli ve hazlara düşkünse gençlikleri yüzünden değil, öfke ve hazlar yüzünden öyledirler. [10] İnsanların hareketleri zenginlik ya da yoksulluklarına da bağlı değildir. Yoksullar yoksullukları yüzünden para kazanmayı arzulayabilir ve zenginler sahip oldukları imkânlar yüzünden aşırı zevklere yatkınlık duyabilir, ancak eylemleri yoksulluk ya da zenginliklerine değil, tutkularına bağlıdır. [15] Aynı şekilde, dürüst insanların, diğer dürüst olmayan insanların ve karakterlerine göre davrandıkları söylenen diğerlerinin eylemleri yukarıdaki nedenlere bağlı olacaktır, yani onları mantıkları ya da tutkuları yönlendirecektir.
Çoğu zaman başkalarında bizi en çok rahatsız eden özellikler, kendi sahip olduğumuz özelliklerdir. Bu özellikleri başkasında görmek bizi kızdırabilir ama onları kendimizde görmeyi asla kabul edemeyiz.
Herkes ara sıra kendini rol yapıyormuş gibi hisseder. İşin anahtarı yoluna devam etmen ve o anda alabileceğin en doğru kararı almandır. Hata yapmaktan korkma. Benim en çok öğrendiğim zamanlar, hata yaptığım ve hatalarımdan döndüğüm zamanlardır."
Freud mizahın kaygıyı ve bastırılmış dürtüleri azaltmaya yarayan etkili bir savunma mekanizması olduğuna inanırdı. Kahkaha bu rahatsızlık verici duyguları bir anlamda keyifli duygulara dönüştürür. Tıp ortamında kara mizah yaygındır ve bu, hekimlerin insana ağır gelen trajedi ve hastalıklarla başetmesine yardımcı olur.
İnsanların genelde farkına varmadıkları şey şu ki belirtilerin psikolojik bir nedeni varsa hasta hastalanma "kararı" almıyordur. Bu bilinçsiz bir süreçtir ve fiziksel semptomlar da gerçektir.
Belirsizlik durumlarıyla karşılaştığımızda zihnimiz duruma açıklama getirmek için çaba sarf eder. Eğer belirtilere açıklama getirmenin bir yolu yoksa kendimizi kontrolü kaybetmiş gibi hissederiz ve korkumuz giderek artar. Üstelik belirtileri yaratanın kendi zihnimiz olduğunu öğrenirsek o zaman zihnimizin yapabileceği diğer şeyler için daha da çok endişeye kapılırız.