Günümüze gelindiğinde koskoca kıtalar açlıktan kırılırken, "hasta insanla" bilimadamlarının onlar için bulduğu ilacın arasına dev holdinglerin acımasız kar savaşı girmişti.
Sayfa 26 - Everest YayınlarıKitabı okudu
İstanbul'da Beyoğlu; "... yeryüzünde böyle bir yer daha var mıdır bilmiyorum. Müzik marketlerinden caddeye yayılan arabesk, protest, caz, pop, metal, klasik müzik, Türk müziği, klasik Türk müziği, türkü ve sınıflandırılmamış ne kadar şarkı varsa kulağınızı tırmalardı. Parfümler, ter, yemek kokuları arasında keyifle, kederle, aceleyle, dalgınlıkla, pervasızca, çapkınca, tek başına, topluca yürürdü insanlar. Çok kollu, çok dallı büyük bir ırmağa benzeyen bu muhteşem cadde, papazı, fahişesi, cami hocası, pezevengi, hahamı, Alevi dedesi, bankacısı, işportacısı, öğrencisi, öğretmeni, tinercisi, dönercisi, dekoratörü, evsizi, midye satıcısı, esrar satıcısı, kanun kaçağı, Anadolu kaçağı, Amerika kaçağı, Afrika kaçağı, yani yaşam kaçağı, beyazı, karası, sarısı, kızılı, yani insan görünümünde olan kim varsa hepsini sorgusuz sualsiz kucaklamış....” Çiçekler dışında hepsini, herkesi kucaklamıştı Beyoğlu.
Reklam
19. yüzyılda bilim her konuda coşunca insanlar artık dünyada açlık, savaş, hastalık olmaz, diye düşünmüşlerdi. 20. yüzyıla gelindiğinde dünya iki büyük savaşla kan gölüne dönmüş, bu savaşlarda bilimin keşfettiği kimyasal gazlar kullanılmış ve yine atomu parçalayan bilim bu kezde ondan bomba yapıp insanların tepesine atmıştı.
Sayfa 26 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Geri126
267 öğeden 261 ile 267 arasındakiler gösteriliyor.