Batuhan
@batuhan_3
gelmiş bulundum
İzmir
1999
25 okur puanı
Aralık 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
"Özne öz kimliğine ulaşmak için, kendini imgesel öteki ile özdeşleştirmeli, kendini yabancılaştırmalıdır. Bu özne için çelişik bir durum yaratır; kendini var edebilmek için kendinden vazgeçmek zorundadır, kendini kurduğunda ise artık tam bir "kendilik" durumundan söz edilmez, kurduğu kendilik içinde kendini var etmeye çalıştığı ve tüm imgesel, simgesel dünyasını oluşturan öğeleri edindiği toplumun ürünüdür. Bu nedenle özne daha doğmadan önce bu simgesel düzen tarafından önbelirlenmiştir.” (Çoban, 2005: 288)
O halde gerçek olan nedir? Gerçek; dilin olmadığı, nesnelerin ve onların imgesel tasarımlarının olmadığı, bireyin kendi imgesel gerçekliğine herhangi bir aracı olmadan ulaşabildiği bir yerdir. Belki artık bir ölüm veya bitiştir.
Acıya dayanabiliyor olmak ona katlanmanız gerektiği anlamına gelmez.
Okur Takip Önerileri
Şiirler yazdım, kitaplar okudum
Elime bir bardak aldım, onu yeniden oydum
Derinlerde kaldım böyle bir zaman
Kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan
Ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefaları
Söyleşin benimle biraz, bir kere gelmiş bulundum.
Edip Cansever
Şu fıkıh, hadis,sözde ilim kitapları cart curt gibi şeylerin alıntılarını gösterme diye bir seçenek yok mu ya ?
“Bu dünyada yalnız iki facia vardır: biri insanın istediğini elde edememesi, öteki de etmesidir.”
Oscar Wilde
Ve ayakta soğuk bir bira içmiş kadar bir anlamım oluyordu bazen.
Edip Cansever
Geceden kalma bir lamba yanıyordu, açık
Bir pencerenin sokağa doğru içinde
Bu uyum korkunçtur Yakup!
Yakubun olması korkunçluğudur bu
Dünyanın insana doğru içinde.
Edip Cansever
Ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim?
Hayır, Yakup
Bazen karıştırıyorum.
Edip Cansever
İnsan, insana muhtaç olduğunu anladığında kendini değil yine insanı suçluyor, insanı suçlarken kendini de suçladığının farkında olmadan.
Sadece gerekli şeyler söylenseydi dünyaya büyük bir sessizlik hâkim olurdu.
Alain Corbin
Bir kelimeyi tekrar ettikçe içinin boşalması ve anlamsız bir sesler bütünü haline gelmesi gibi yaşam da tekrarlandıkça anlamını kaybeden ve içi boşalan bir şeydir.
Tek başınayken, başkalarıyla uyum içindeyimdir. Sosyalleştiğimdeyse kendime yabancılaşıveririm.
Eugene Ionesco
Söylemleri anlamak için öncelikle anlaşılması gereken şey şudur: iletişimin imkansızlığı. Lacan,Psikozlar başlıklı III. Seminer’inde insanların arasındaki söylemin temelinin yanlış anlaşılma olduğunu söyler. Lacan için kusursuz bir iletişim imkansızdır, hatta imkansız olmak zorundadır. Konuşmaya devam ediyor olmamızın, sosyal bağlar kurmaya çalışıyor olmamızın temel koşulu budur. Çünkü birbirimizi tam anlamıyla anlıyor olsaydık konuşmak için pek bir nedenimiz kalmazdı.
Oğuzhan Nacak
Lacan aşkın söz konusu olabilmesi için ötekinde bir bilginin farz edilmesi gerektiğini söyler: Öteki benim eksiğime dair bir yanıta sahiptir ve onu bu bilgi sayesinde, eksiğime dair onda farz ettiğim bu cevap sayesinde severim. Eğer ötekinin eksiğime dair bilgiye sahip olmadığını anlarsam aşkım her an nefrete dönüşebilir.
Jacques Lacan
"Olta balık için vardır, balığı yakaladıktan sonra oltayı unutabilirsin. Tuzak tavşan için vardır, yakaladıktan sonra unutabilirsin. Kelime anlam için vardır, anlamını öğrendikten sonra unutabilirsin. Kelimeleri unutmuş ve bu sayede konuşabileceğim bir kişiyi nereden bulabilirim ?"
hayat hakkında gereğinden fazla düşünmek, onu, yaşanması gereken bir deneyim olmaktan çıkarıp yalnızca üzerine konuşulan bir kavram haline getirir.