Kisisellestirme tuzagi kisinin aslinda kendisi ile ilgisi olmayan bir yasam olayini ya da baska birisinin davranisini kendisine bağlamasidir. Herkes hayatinda az ya da çok bu tuzaga düser ve kendisiyle ilgisi olmayan herhangi bir olay için kendisini üzer.
Ama gerçekte disarida yasanan olayların çok az bir kismi gerçekten bizimle ilgilidir. Herkes kendi gemisinin kaptanidir ve kendi hikäyesinin basaktörüdür. Dünyayı algılarken hep kendimizle konusuruz, kendi yasantilarimiz ve kisiligimiz ekseninden degerlendiririz. Bu sekilde yaptigimiz degerlendirmenin sonucu olarak bazen farkinda olmadan evrenin merkezinde kendimiz varmis gibi hissederiz; sanki kolan biten her sey bizimle ilgiliymis gibidir. Bu o kadar da anormal bir durum degil esasinda, çünkü her insan hayata böyle bakar, sanki dünyanin merkezinde o varmis gibi. Böyle olunca yasadigimiz olumsuz olaylarin bizi etkilemesi cok daha farkli olur. Çünkü birisi bize surat astiginda, öfke gösterdiginde, haksizlik yaptiginda ya da kötü davrandığında hem olayin bize yasattigi kötü hissi hem de olaya sanki biz sebep olmusuz ya da bizden kaynaklaniyormus gibi baktigimiz için üzerimize aldigimiz sucluluk hissini yasariz.
Halbuki birisi sana kötù davranıyorsa, bu durum onun kendi içindeki süreçlerle, kendi kompleksleriyle ilgili olabilir. Orada sen degil de baska biri olsaydi ona da kötü davranirdi o kisi.