Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Neden? Niçin? Niye? Sebep?
Bir olay koptuğunda hemen ardından yazılan, çizilen "kardeşlik edebiyatı" samimiyetini o kadar yitirmiş ki, gerçek ile sahte artık kendini belli edemez oldu. 20 yaşında bir genç öldürülüyor, hemen ardından bir açıklama getiriliyor "Yüksek sesle şarkı dinleyenleri uyardı diye öldürüldü." Kullanılan açıklama dili o kadar duygusuz
"Kâh yaşarız bu dünyayı kâh uzaktan izleriz, bazen ise sadece güleriz.. Hepimiz biraz varız aslında ne eksik ne fazla.."
Reklam
EsselâmuAleykûm Erenler, ve dahi erenlere gönül verenler deyip Miladi Takvime göre 2023'e kapı aralamıştık. Bazen her istediğimiz olmuyor maatteessüf bu hayatta. Evet evet olmuyor... Misal ben istemezdim ülkecek 6 Şubat depremine yakalanıp ağır psikolojiler yaşayalım, ben istemezdim İsrail-Filistin mes'elesi ruhaniyatımızı derûni bir
Hayat ilk karşılaşmalarda birer fırsat sunar, sonrası acısıyla tatlısıyla yaşarız. Bazen de payımıza ne düşeceğini bilmeden yaşarız.
“Aldığın yara ışığın sana akacağı yerdir.” der Mevlana. Başarının kaynağı derin bir ıstırap olabilir. Belki Jung’un insan ruhunu anlayabilme becerisinin kaynağı da budur. Hayatta hepimiz kırılma noktaları yaşarız. Saniyelik bir düşünce, şüphe, duygu bize bir kıymık gibi batar. O saniyeden sonra hayatımız asla eskisi gibi olmaz. Bu kırılma noktaları bizi derin acılara sürükleyebilir. Deniz köpürür. Yolculuk başlar. Yolun sonunda ise başkalaşırız. “Ben bir başkasıdır” der Rimbaud. Bazen kendi egomuzun dışına taşarız. Bir başkasına yönelerek “başka” olabiliriz. Ortak ıstıraplar ve mutluluklar ego sınırlarını silikleştirir. Chiron da bedeninin, ego sınırlarının dışına çıkmıştır. Yaralı tüm analistlerin bedenlerinde yaşamaktadır. Ölümsüzlüğünden vazgeçmek bile onu ölümsüzlük lanetinden azat edememiştir. Asya Naz Dinler
KENDİN OL!!!!
Uyumak bazen en güçlü kaçıştır insanlardan, hayattan en çokta insanın kendisinden kaçışıdır. Kendi hatalarından kendi pişmanlıklarından ve en önemlisi kendi benliğinden bir kaçış yoludur. Kaçmak bir şeyleri kendine yediremeden uzaklara gitmek yerine kendi içine kapanmak uyumak ne garip değil mi? Evet sevincimizi son zerresine kadar yaşarız da
Reklam
Bazen, Umutlar Bile Yetmez.. Özlemlerimiz Geçmişe, Hayallerimiz Geleceğe Asılı Kalır.. Bir Tebessüme Hasret Yaşarız.
Kader ne kadar da şaşırtıcı: bazen kaçtığımız şeyi elde ederiz.Bizim için bir nimet olur, yolumuzu buluruz.Bazen de hayalini kurduğumuz şeyi elde ederiz, ve onunla birlikte -en büyük hayal kırıklığını da yaşarız.
Dünya:" İnsan olma "çıkmazı
İnsan insanın hem yarası hem de merhemidir. Acısı, sevgisi, kızgınlığı yani hayata dair tüm duyguları insanlarla karşılıklı yaşarız. Eşteştir tüm duygularımız birbirimize karşı. İnsanın yaratılışından beri bu durum bu şekilde devam etmektedir. Bu devranda böyle sürüp gidecektir. Kabil ile Habil’den başlamıştır bu ikili ruh halleri. Kabil’in
TRAKYALI OLMAK...
Biz Trakyalılar, Trakyalı olmaktan gurur duyarız. Ama öyle bölgeci, kökenci, faşist bir gurur değildir bu... Kültürel bir gururdur. Kültürümüzdeki hümanizmle gurur duyarız mesela... Bizde kadın (ya da erkek) cinayetleri neredeyse yoktur. Çocuk gelinler yoktur. Bir kız bir erkekle kaçmışsa, aile meclisi toplanıp ölüm fermanı vermez. Önce "Nabalım beya sevmiş kızancıklar birbirlerini" denir, sonra kızın babası "Süüleyin o susaa gelsin öpsün elimi" der... Susak da gelir öper zaten... Olay kapanır, tatlıya bağlanır. İnsan ve hayat öndedir... Eğlenmeyi çok severiz. Çoğunluğun "Çingene" dediği Romanlarla bin yıldır ayrımcılıksız, aşağılamasız birlikte yaşarız. Düğünlerimizde onlar çalar söyler, "eeep beraber oynarız beyaaa"... Yobazlık, muhafazakarlık yoktur. İçmeyi de çok severiz. Piizlenmedik mi mutsuz oluruz... Trakyalı'nın "er şeyini" al piizine karışma... İçer o, "Roman avası" oynar bayılana kadar, sonra sızar bi yerde... Ama merak etme sabah çıkar gelir beya...Spartacüs de burdan çıkmıştır. Kölelik düzenine baş kaldırmıştır. Buradan anlaşılacağı gibi hümanist bakışımıza rağmen almiican bizden özgürlüğümüzü. Arızaya bağlarız... Bazen sıkılırız, konuşuruz içerken "Olmuyo büüle beya, kuralım Trakya Cumhuriyeti'ni" diye ama sabah baş falan ağrıyınca erteleriz... Kısacası dostlar, güzeldir Trakyalı olmak....
Reklam
Değerli 1K Okurları! Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik; İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ. Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım. Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:))) Öncelikle; İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
Bir şey denedim
Bazen bazı şeyler yaşarız. Bazı şeyler bizi biraz şey yapar. Buna benzer benzetiler bozuk şeylerdir. Şeylerle yapılabilecek bazı şeyler; büzüştürme,bozma,bulma, bulanıklaştırma, bilinçlenme, bağımsızlaşma. Bir şey, eylem, düşünce, duyumsama. Ne duruyorsun, bir şey yap. Ben bir şey denedim ve yazdım. Sizin hayatınızdaki şey ne?
Bazen tek bir şey beklermişçesine yaşarız
Suna Aras-Kadın ne melektir, ne şeytan, sadece bir insandır.
Adı insan olmayan imgelerle anıldı. Kimi melek dedi, kimi şeytan. Kimi çiçek dedi, kimi kutsal. O anki ruh halleri neye müsaitse, o sıfatı yakıştırdılar kadına. İnsan olmanın dışında, her kılığa büründürüldü kadın. Tabi ki bu sıfatlara, onlarcasını daha ekleyebiliriz ama bu kadarı bize yeter. Melek… Şeytan… Çiçek… Kutsal… Şimdi kadına yüklenen bu
368 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.