Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bengisu Çakır

Bengisu Çakır
@bcakir
Yüksek Lisans
11 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Fena.* Bu kelime, “göçüp gitme” ya da “var olmaya son verme” yoluyla yüce bir kendini yok etme halini ifade eder; benliğin-yani nefsin- Mâşuk huzurunda ölmesi halidir.
Sayfa 37
Reklam
İngiltere'de kurulmuş olan hayır kurumu konfederasyonu OXFAM'ın 2018 yılında açıkladığı rapora göre, dünyadaki tüm servetin %50 si sadece 26 kişinin kontrolünde. Dünyada geriye kalan milyarlarca insan bu yirmi altı kişiden arta kalan %50'yi paylaşmak durumunda. Raporun devamındaki rakamlar ise daha da acı. Dünyadaki en zengin %1'lik kesimin serveti geriye kalan %99 luk kesiminkinden daha fazla. İstatistiklere devam edildiğinde, bu yirmi altı kişiden sadece bir tanesi, gelişmekte olan bir ülkede işçi olarak çalışan birinin hayatı boyunca kazandığı parayı sadece dört günde kazanmakta. Bu yirmi altı kişiden sadece bir tanesi, dünyadaki milyonlarca insana hayatları boyunca Avrupa standartlarında barınak, yiyecek ve eğitim sağlayabilecek servete sahip. Ve bu yirmi altı kişi eğer isterse sadece bir günde dünyadaki fakirliği bitirebilecek, açlığa son verebilecek bir güce sahip.
Sayfa 98
İnsan kendini tanıdıkça yeteneklerini öğrenir. Yeteneklerini öğrendikçe de doğadaki ve alemdeki yerini daha iyi anlar. Elden gelmeyen bir şeyi getirmek için ısrar etmek yerine elden gelenleri anlamak için çabalamak hayatı anlamsızlıktan kurtarır. Zaman mühimdir, kaybedilmemelidir. Ancak kendini bilmek için geçirilen durgun, suskun ve düşünceli bir zaman bir kayıp değildir. Çünkü insan akıl etmeli, düşünmelidir.
Sayfa 77

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Kimseden daha iyi olmadığınızı anlayacak kadar mütevazı, herkesten farklı olduğunuzu kavrayacak kadar bilge olun." İbn Rüşd
Sayfa 76
"Yumurta dıştan bir güçle kırılırsa yaşam son bulur, içten bir güçle kırılırsa yaşam başlar; zira sahih dönüşümler hep içten gelir." İbn Rüşd
Sayfa 72
Reklam
"Bir insan kendisine ait olan bir erdemi elde etme konusunda diğer insanlara ihtiyaç duyar." İbn Rüşd
Sayfa 40
İbn Rüşd'e göre İslam aleminde din; imanı, ahlakı ve hissi beslerken, felsefe; aklı, fikri ve ilmi beslemişti. Felsefi ahlak, dini ahlak kadar tesirli olmadığı gibi, dini düşünce de felsefi düşünce kadar kuvvetli değildi. Ancak bu iki bilgi türü birbirini besleyebilirdi.
15
"Allah hiçbir şeyi sebepsiz yaratmaz, dinde anlamsızlık olmaz." Allah insana aklı verdiyse insanın aklı kullanması gerekirdi. Dolayısıyla felsefe yapmak farzdı.
Sayfa 15
“Ama anlamadıkları şuydu. Bazı insanlar hayatlarını kendi istedikleri gibi kurarlar. Geri kalanlarsa onların yaptıklarını birbirlerine anlatıp dururlar”
Sayfa 45
“Acaba çocukluk mu kentleri güzelleştirir anılarda”
Sayfa 20
Reklam
...Doğa öyle bir uyandırıyor ki ruhun aklını, Sessizliği ve güzelliğiyle öyle etkiliyor, Öylesine âli düşüncelerle besliyor ki bizi Ne kem gözler, önyargılar, Ne bencil insanların sinsice gülüşleri, Ne nezaketsiz selamlar Günlük yaşamın kasvetli ilişkileri Bizde hüküm sürecek Onlar bozamayacak artık Bizi saran her şeyin kutsandığına duyduğumuz O coşkun inancımızı
Sayfa 150
Ne zaman bir bulut geçse Düşünürüm yüksek sesle Göğü böyle görmek ne güzel Beyazıyla, mavisiyle
Sayfa 146
Bir zamanlar beni aydınlatan o nur, Şimdi alındıysa sonsuza dek gözlerimin önünden, ne olur? Hiçbir şey geri getirmese de Çiçeğin parlak olduğu anı Ve çimlerin ihtişamlı zamanını; Üzülmeyeceğiz, ne de olsa Yeniden kuvvet bulacağız geri kalanda.
Sayfa 143
"Bir insan etrafındaki her şeyi öğrenmek ve kucaklamak gibi bir arzu taşıyorsa, kim bu arzunun önüne geçebilir?"
Sayfa 136
"Salaklık aslında hareket etmeyen sabit bir şey, ona saldırmanın tek koşulu ona çarpıp bir yerlerinizi kırmak... İskenderiye'de Pompeius Sütunu'nu ziyarete gidin, Sunderland'den gelen Thompson adlı bir gerizekalı, sütuna, kocaman harflerle ismini kazımıştır. Öyle ki Thompson ismi dört yüz metre uzaklıktan bile seçilebilir. Sütunu, Thompson ismini görmeden, dolayısıyla da Thompson ismini düşünmeden görmek imkansızdır. Bu dangalak, sütunun bir parçası haline gelmiştir ve sütunla birlikte ismini ölümsüzleştirmiştir. Ne diyorum ben yahu? Bu dangalak o koca harflerin ihtişamıyla birlikte sütunu rezil etmiştir... Bütün embesiller az çok Sunderland'li Thompson gibidirler. İnsan, en güzel yerleri ziyaret ederken ve en harika manzaraların önündeyken nice nice Thompson'lar görür... ama onları görüp yoluna devam edebildiği için gülüp geçebilir. Oysa gündelik yaşamda insanı çileden çıkarır bu Thompson'lar."
Sayfa 105
96 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.