Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

b

Sabitlenmiş gönderi
Cüneyt Arkın
Canımın içi, böyle şeyler yalnızca romanlarda olur.
Reklam
b
Bir kitabı okumaya başladı
Danimarkalılara Özgü Ebeveynlik
Danimarkalılara Özgü EbeveynlikIben Dissing Sandahl
8.4/10 · 128 okunma
Bundan böyle kutsal filozofların ''saf, iradesiz, acısız, zamansız bilici'' mitine karşı gardımızı alalım. ''Saf akıl'', ''mutlak bilgi'', ''mutlak zeka'' gibi çelişkili nosyonların dokunaçlarına dikkat edelim. Bütün bu kavramlar hiçbir canlının tahayyül edemeyeceği bir göz, istikametsiz olmak ve aktif ve yorumlayıcı güçlerini -tam da görmeyi, bir şeyleri görmeyi olanaklı kılan güçleri- iptal etmek için gereken bir göz varsayımına dayanıyor. Her türlü görme esas itibariyle belli bir açıdandır, her türlü bilgi de. Friedrich Nietzche Ahlakın Soykütüğü Üstüne
Sayfa 67

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Para konusunda hep uyanık olmuş olan Pablo Picasso, alışverişlerinin karşılığını ar­kalarına resimler çiziktirdiği kişisel çeklerle ödüyordu. Böylece çekler Picasso'nun imzasına ek olarak katmerli bir sahicilik göstergesi daha taşıyordu: Çek karşılıklıdır ve arkasındaki karalama bir Picas­so resmidir. Tabii böyle olunca çekler nadiren bozduruluyordu: Picas­so imzalı karalama (çekin kendisi değil) takas aracı olarak hizmet ve­riyor ve Picasso da bunu çok iyi görüyordu.
Sayfa 63
Geçmiş bizi inşa ettikçe biz de dönüp geçmişi yeniden inşa ediyoruz; ilgi, anlayış, yatırım, arzu ve algılanan ihtiyaçlarımız çerçevesinde geçmişi ha bire yeniden yazıyoruz.
Sayfa 26
Reklam
b
Bir kitabı okumaya başladı
Sanatta Anlamın Görüntüsü
Sanatta Anlamın GörüntüsüRichard Leppert
8.4/10 · 41 okunma
b
Bir kitap okudu
176 syf.
·
Puan vermedi
Hepimiz Yamyamız
Hepimiz YamyamızClaude Levi-Strauss
7.8/10 · 142 okunma
b
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Gözlemcinin Teknikleri
Gözlemcinin TeknikleriJonathan Crary
7/10 · 27 okunma
Herkes kendi alışık olmadığı şeye barbarlık der.
Sayfa 95
Reklam
Etnoloğun Mücevherleri
Kanada'da, Pasifık kıyısındaki yerliler, kulakları delinmemiş bir kadına "kulaksız", dudak takısı olmayana da "ağızsız" derler. Aynı fikri, ama daha olumlu bir biçimde ifade eden yüzlerce Brezilya yerlisi bulunmaktadır: Onlara göre, alt dudaklarına usulünce yerleştirdikleri daire şeklindeki tahta parçası, sözlerine otorite katmaktadır; kulak memelerine gömdükleri halkalar, başkalarının sözlerini anlamalarına ve özümsemelerine yardım etmektedir.
Sayfa 79 - metis
Batılı filozoflar, özne mefhumu bakımından farklı bir tavrı olduğu için Uzakdoğu düşüncesi ile kendi düşünceleri arasında karşıtlık kurarlar. Batı için temel bir apaçıklık olan benliği, bunun yanılsamalı olduğunu göstermeye önem veren Hinduizm, Taoculuk ve Budizm yadsır. Onlar için her varlık, kaçınılmaz biçimde çözülüp dağılmaya yazgılıdır; basit bir görünüş olan "benlik" kalıcı unsurdan yoksun, biyolojik ve ruhsal olguların eğreti bir düzenlemesinden ibarettir. Fakat daima özgün olan Japon düşüncesi, bizim felsefemiz kadar diğer Uzakdoğu felsefelerinden de ayrılır. Uzakdoğu felsefelerinden farklı olarak, özneyi ortadan kaldırmaz. Bizim felsefemizden farkı ise şudur: Özneyi her tür felsefi düşünüşün, düşünce yoluyla dünyayı her tür yeniden inşa girişiminin mecburi çıkış noktası haline getirmeyi reddeder. Japonca gibi kişi zamiri kullanmaktan tiksinen bir dile, Descartes'ın "Düşünüyorum, öyleyse varım"ı kesinlikle tercüme edilemez... Japon düşüncesi özneyi bizim gibi bir neden haline getirmek yerine, onu daha ziyade bir sonuç olarak görür.
Sayfa 38
3.144 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.