İnsanların tarihte en fazla aradığı ve ilgilendiği şey mitlerdir, bunun farkında olmasalar da... Fakat mitik duyarlılıkları çok fazla zedelenmiş olduğundan, insanlar Ulysses'i, Promete'yi, Aşil'i, Sir Galahad'ı kendi hayat tecrübeleri içinde yeniden canlandırma şansına sahip bulunmuyorlar. Bunun yerine bu özellikleri liderlere, siyasi partilere,derneklere atfediyorlar ve ırkçı,cinsiyetçi ve milliyetçi düşmanlıkların meşrulaştırılmasında mit en kötü versiyonlarıyla kullanılıyor. Çünkü iyi mitleriniz olmazsa, kötüleri mutlaka olur.
Bundan böyle kutsal filozofların ''saf, iradesiz, acısız, zamansız bilici'' mitine karşı gardımızı alalım. ''Saf akıl'', ''mutlak bilgi'', ''mutlak zeka'' gibi çelişkili nosyonların dokunaçlarına dikkat edelim. Bütün bu kavramlar hiçbir canlının tahayyül edemeyeceği bir göz, istikametsiz olmak ve aktif ve yorumlayıcı güçlerini -tam da görmeyi, bir şeyleri görmeyi olanaklı kılan güçleri- iptal etmek için gereken bir göz varsayımına dayanıyor. Her türlü görme esas itibariyle belli bir açıdandır, her türlü bilgi de.
Friedrich Nietzche
Ahlakın Soykütüğü Üstüne
Para konusunda hep uyanık olmuş olan Pablo Picasso, alışverişlerinin karşılığını arkalarına resimler çiziktirdiği kişisel çeklerle ödüyordu. Böylece çekler Picasso'nun imzasına ek olarak katmerli bir sahicilik göstergesi daha taşıyordu: Çek karşılıklıdır ve arkasındaki karalama bir Picasso resmidir. Tabii böyle olunca çekler nadiren bozduruluyordu: Picasso imzalı karalama (çekin kendisi değil) takas aracı olarak hizmet veriyor ve Picasso da bunu çok iyi görüyordu.
Geçmiş bizi inşa ettikçe biz de dönüp geçmişi yeniden inşa ediyoruz; ilgi, anlayış, yatırım, arzu ve algılanan ihtiyaçlarımız çerçevesinde geçmişi ha bire yeniden yazıyoruz.