Hz. Peygamber putperest önderlerin ikna edilmesi halinde onları izleyen halkın İslâm’ı daha kolay benimseyecekleri düşüncesiyle onlarla da meşgul oluyordu. Böyle biriyle yaptığı görüşmenin ortasında yanlarına gelen görme engelli sahâbî Abdullah İbn Ümmü Mektûm’un kendisine yönelttiği sorudan rahatsız olarak yüzünü ekşitmiş, ona cevap vermemişti. Bunun üzerine Allah Teâlâ, resulünü âyetlerdeki sitemli ifadelerle uyardı. Bundan etkilenen Hz. Peygamber’in, daha sonra zaman zaman Abdullah’ı gördüğünde, “Kendisinden dolayı rabbimin beni azarladığı şahsa merhaba!” diyerek ona iltifatta bulunduğu rivayet edilir (Hattâbî, Me‘âlimü’s-Sünen, III, 3; Sa‘lebî, el-Keşf ve’l-Beyân, X, 131; Begavî, Tefsîru’l-Beğavî, V, 210).
"(Peygamber) Yüzünü ekşitti ve döndü.
Kendisine âmâ geldi, diye.
Ne bilirsin, belki o temizlenecek?
Veya öğüt belleyecek de öğüt ona fayda verecek.
Ama buna ihtiyaç hissetmeyene gelince,
Sen ona yöneliyorsun.
Onun temizlenmemesinden sana ne?
Ama sana can atarak gelen,
Allah'tan korkarak gelmişken,
Sen onunla ilgilenmiyorsun.
Hayır hayır, sakın. Çünkü o Kur'ân bir öğüttür.
Artık dileyen onu düşünür."
(Abese Sûresi 1-12)