Konuşulmayan dili duy, Kazi. Nefesleri, duruşları, yumruk yapılan elleri, boş bakışları, seğirmeleri ve gözyaşlarını görmelisin. Çünkü herkes kelimeleri söyleyebilir ama çok az insan kelimelerin arkasında atan kalbi duyar.
“Ne acayip, değil mi? Sevdiklerimiz öldükten sonra sadece iyi taraflarını hatırlamamız gerekiyormuş gibi keyifli anları geliyor aklımıza. Halbuki kimse dört dörtlük değildir.”
“Beni Noel yemeği için evine davet etti ve küçük kızı ben oraya gelmeden önce birkaç işaret öğrenmişti bile. Ben de ona birkaç tane daha öğrettim.”
“Bana aşkın işaretlerini sordu ve ben de ona senin ismini heceledim.”