Bir gün öldüğünüzde, ölmüş olduğunuzu nasıl bileceksiniz?
Uyumuş olduğumuzu ancak uyandığımızda nasıl fark ediyorsak, ölmüş olduğumuzu da anca dirildiğimizde fark etmiyecek miyiz?
O halde bizim şuan diri olmamız, bizim ölmüş olduğumuzun da kanıtı değil midir?
Kimileri diyor ki; insan bildiğini bilemez
Ama insan bilmediğini de bilemez. Çünkü bir şeyi bilmek, bir şeyi bilmemeye engel olsun diye vardır.
Gerçek, bilmekte değil bilmemektedir.
Gerçek, bilmenin bilgisi değil bilmemenin bilgisizliğidir.
Bildiğiniz şeyler, varlığın bilgisizliği değil, var olmayanın bilgisidir.
Öyleyse , bilginin, varlığın bilgisi olduğu doğru değildir.
Asıl doğru olan bilginin, var olmayanın bilgisi olduğudur yanlızca.
O yüzden, kendi varlığınızı bilmek, henüz var olmadığınızın da kanıtı değil midir?
Sevdiğimiz her şey, aslında nefret ettiğimiz şeylerdir.
Çünkü insan ruhunun tözüdür nefret.Nefret ettikçe sevgiyi fark ederiz.
Tıpkı ışık gibi, tıpkı karanlık gibi. Çünkü karanlıkta parlar ışık.
Çünkü , nefret ettiğimizde sevgiyi fark ederiz ancak.
Çünkü bir gün onu sevdiğimizde ondan nefret ettiğimizi de fark etmişizdir aslında.
Sorunlarının üstesinden gel , onların üzerini örtme. Hayatın olumsuzlarına odaklanmak , ruhunu zayıflatır. Bu negatif enerjilerinin kaynağını bul ve hayatından yok et
Sadece neden-sonuç ilişkisini kabul etmelisin. Her şey bir başka şeyin sonucudur. Sahip olmadığın şeye sahip olmak için; yapamadığın şeyi yapman gerekir