Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
1K Film Platformu Nisan Ayı: Macaristan
Macaristan sinemasını konuk edeceğimiz Nisan etkinlik filmi, Macar sinemasının en ağır topu olarak addedebileceğimiz Bela Tarr'ın sinemaya veda filmi olan 2011 yapımı "A Torinoi Lo (Torino Atı)" oldu. Film ay sonuna kadar izlenip vatsap grubunda tartışılacak. Onun dışında vatsap grubuna katılmak istemeyenlerce bu gönderi altında -ya da ileriki bir zamanda açılacak başka bir gönderi altında- da tartışılabilir ve film hakkında inceleme yazanlar bu gönderi altında -ya da ileriki bir zamanda açılacak başka bir gönderi altında- incelemelerini paylaşabilir. Ağır akışlı, bol rüzgarlı, karanlık bir film bizleri bekliyor. Herkese iyi seyirler. :)
Sağlam yapılı ve gür bıyıklı Nietzsche, birden faytona doğru atılır ve kollarını atın boynuna dolayıp hıçkırarak ağlamaya başlar. “Dışarısı kırbaç sesi, içimde bir torino atı.” Torino Atı (2011) / Bela Tarr
Reklam
328 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Béla Tarr’ın filmleri (bilhassa Şeytan Tangosu) olmasaydı belki de kitabı okuma ihtimalim olmayacaktı. İyi ki sinema, edebiyatın hatırlatıcısı rolünde karşıma çıktı bu kez. Böylece bu güzel eseri okuyabildim. Edebiyat ve sinema ilişkisi oldukça çetrefilli bir birliktelik; sinemaya uyarlandığında eserin özgünlüğüne sadık kalınmaması ya da ne denli
Şeytan Tangosu
Şeytan TangosuLaszlo Krasznahorkai · Can Yayınları · 201389 okunma
78 syf.
10/10 puan verdi
Bela tarr. 2011'de sinema hayatına Torina Atı'nı bırakarak veda etti. Veda etmedi aslında yeni çağ toplumunun beklentilerini karşılayamadı, ya da karşılamak istemeyip sinemadan elini ayağını çekti. Nitekim bu despot çağın insanları çamuru, kasveti, kaosu, damarlarımızdan girip beynimizin atom altı parçacıklarını bile kontrol eden bir gücün
Bela Tarr, Ertesi Zaman
Bela Tarr, Ertesi ZamanJacques Ranciere · Lemis Yayınları · 201649 okunma
''Fırtınadaki kuru dallar gibiyiz. Kendimizi savunamıyoruz.'' Béla Tarr, Torino Atı, 2011
"Pencereden bakmakla, bugün sıklıkla yaptığımız gibi ekrana bakmak arasında pek fark yok. Her iki durumda da bir şeylerin olmasını bekliyoruz ama hiçbir şey olmuyor." Béla Tarr Torino Atı 2011
Reklam
sinsi, alçakça bir savaşla ele geçirdiklerinden beri, her şeyi adileştirdiler. her neye dokundularsa, ki her şeye dokundular, onu değersizleştirdiler. işte bu nihai zafere kadar giden yoldu. muzaffer bir sona doğru giden. ele geçir, değersizleştir. değersizleştir, ele geçir. 🎬 Torino Atı' Béla Tarr (2011)
“Dışarısı kırbaç sesi, içimde bir torino atı.” A Torinói Ló (Bela Tarr, 2011)
“Her şey mahvoluyor. Her şey değersizleşti. Fakat şunu söyleyebilirim ki, onlar mahvetti ve değersizleştirdi. Çünkü sözde masumane insani yardımla gelen bir çeşit afet değil bu. Tam tersine insanın kendi kararlarıyla ilgili bu, kendi kararlarının kendisinin önüne geçmesiyle. Tabii ki bunda Tanrı’nın da eli var. Hatta bana kalırsa, büyük bir payı
Friedrich Nietzsche, 3 Ocak 1889'da Torino’da, Via Carlo Alberto’daki 6 numaralı kapıdan sokağa adımını atar. Amacı belki yürüyüş yapmak, belki de postaneden mektuplarını almaktır. O sırada kendisine uzak olmayan ya da fazlasıyla uzakta kalan bir fayton sürücüsü inatçı atına söz dinletemiyordur. Faytoncunun tüm baskılarına rağmen, at hareket etmeyi reddediyordur. Sonra, ismi muhtemelen Giuseppe Carlo Ettore olan faytoncunun sabrı taşar ve faytoncu kırbacını eline alır. Nietzsche, kalabalığın yanına gelir ve öfkeyle köpüren faytoncunun acımasız sahnesini sona erdirir. Sağlam yapılı ve gür bıyıklı Nietzsche birden faytona atlar ve kollarını atın boynuna dolayıp hıçkırarak ağlamaya başlar. Olaya şahit olan diğerleri Nietzsche’yi evine bırakır. Nietzsche, iki gün boyunca bir divanda hareketsiz ve sessizce dinlenir. İki günün sonunda ağzından şu kelimeler dökülür; -Mutter, ich bin Dumm! (Anne, ne aptalım!) Yaşamının kalan son on yılını, uysal ve delirmiş bir halde annesinin ve kız kardeşlerinin himayesi altında geçirir. Atın akıbeti hakkında ise hiçbir şey bilinmiyor. Torino Atı (2011) | Béla Tarr
Reklam
Bela Tarr /Torino Atı-2011
Bela Tarr: “Torino Atı, bir anti-yaratılış hikayesidir. Eski Ahit’e göre, Tanrı dünyayı altı günde yaratmış ve bu altı günün ilkinde, ışığı karanlıktan ayırmıştır. Bir anti-yaratılış hikayesi yazıyorsanız, son günde ışık ve karanlığı yeniden birleştirmeniz ve tamamen karanlığa gömülmeniz gerekir. Bu yüzden filmde her zaman yanan lamba, en sonunda ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, bir türlü yanmaz oluyor.” cinerituel.com/2018/12/bir-ant...
“Her şey değersizleşti.” Torino Atı / A Torinoi Lo ( Béla Tarr, 2011)
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.