Ben kimim
Artık emin değilim
Bilmeden
Ne çok şey istedim
Gel ve gör
Tam olarak neyim
İki ayaklı bi' sinir kriziyim
Sıkıldım burada beklemekten
Kendi yüzüme tükürmekten
Yangını uzaktan görüyorum ama
Bi' şey yapamıyorum...
Cemal Süreya, bir kalpten soğumayı ne kadar güzel anlatmış;
Baktım sana kızgın değilim, kırgın değilim, dargın değilim, kısacası artık, ben sana hiçbir şey değilim...
Maslow' un ihtiyaçlar hiyerarşisinde "ait olma ve sevgi ihtiyacı" basamağında tekerleğin içindeki fare gibiyim.
Ama en üst basamak olan "kendini gerçekleştirme" diye bir basamak olduğunu zannedemiyorum şu andaki mevcudiyetimle. Ancak insanın kendi yarattığı bir illüzyon olabilir "Ben gerçekleştim." demek.
Maslow' un ihtiyaçlar hiyerarşisinde "ait olma ve sevgi ihtiyacı" basamağında tekerleğin içindeki fare gibiyim.
Ama en üst basamak olan "kendini gerçekleştirme" diye bir basamak olduğunu zannedemiyorum şu andaki mevcudiyetimle. Ancak insanın kendi yarattığı bir illüzyon olabilir "Ben gerçekleştim." demek.
Bu seferde bana değil deme ? Bu seferde ben değilim. Bu seferde istedigin , sevdiğin ben değilim.
Yanlış anlama değil seni coook istediğimden bayım ama kendime bir intikam sözüm var ,bunu gerçekleştirmek artik bu saaten sonra bir ölüm kalım meselesi ...
İlgimi çeken çoğu alanı, mesleğini yapabilecek kadar öğrenmeye çalışıyorum.
Bazen birinden sıkılıp diğerine koşuyorum, bazen diğerinden öbürüne. Sonrasında "Çok şeyi az çok öğreneceğine bir şeyi tam öğren." sözü geliyor aklıma. O zaman diyorum ki "Öğrenmek istediğim çok şey var, birinin derinine inince boğulma hissi veriyorsa -en
Kızgınım, kırgınım, öfkeliyim… Yahu ben bir iki mutlu olacaktım. Kimseyi ellemeden kim ne yapmış düşünmeden gönlümün sahibini mutlu edecek ve mutlu olacaktım. Sikip attılar tüm neşemi…Önceden kırgındım artık kızgınım… Hiçbir kimseye muhtaç değilim hak etmiyorsunuz beni !!!
Ne gitmek istiyorum ne kalmak.
Ne yaşamak ne ölmek. Ne gülmek ne ağlamak.
Aldığım nefes başına buyruk, gülüşlerim emanet.
Ne zaman hangi saat başladı kayboluşum?
Bilmiyorum. Acıya bile artık duygusuzum.
Unutulmuş gibiyim ben. Ve insan
Bir bakıma unutulmuş gibidir
Bilmem ki, nasıl anlatmalı, yalnız bile değilim.
Öldükten sonra bile sevdiğine sevgisini ifade eden o aşkın hikayesi:
“Adam her evlilik yıl dönümünde eşine bir buket kırmızı gül gönderir.
Bu taa ki adam ölünceye kadar devam eder. Ve bir gün adam ölür.
Cenaze töreni yapılır taziyeler dilenir ve kadın bir başına yıllardır hayatı paylaştığı arkadaşı eşi sevgilisi olmadan evine döner.
Neredeyse her
Cemal Süreyya bir kalpten soğumayı ne güzle anlatmış.
Baktım sana kırgın değilim, kızgın değilim, dargın değilim, kısacası ben artık sana 'hiç birşey" değilim...