Ne badireler atlattık. Defalarca kopmaya çalıştık. Ancak çok ihtişamlı bağlar ile bağlanmıştık. Yüzlerce kez düşünülüp yüzlerce kez olamayacağını anladık. Yılmadık etmedik olur dedik… Ben bu raddeye kendim gelemezdim. Binlerce defa şükrettim; sen sayesinde olur dedim. Yanımda yürü dedim. Yanında olmak için her şeyimi seferber ettim. Aklım ruhum duygum bedenim senindi çünkü. Ben kimin yanındaydım? Kiminle geçirmek için uğraşıyordum en efsunlu anlarımı? Neden böyle yaptın? Neden en ihtiyacım olduğu anda “siktirolup gidelim hayatlarımızdan” dedin? Razıyım her halinden. Razıyım bana öğrettiklerinden. Ve ben en yalnız kaldığım anda güçlü durabilmek için tüm enerjimi harcasam da içimden gelmiyor kimseyle tek kelam etmek. Geçecek derdin bu günler hep böyle huzursuz hissetmeyeceksin. Geçecektir elbette… Lakin kim bilecekse benim bu halimi neye yarayacaksa ne hikmeti varsa hepsinin anasını sikeyim… !
Son zamanlarda katıldığı programlarla gündemde olan Alper Hasanoğlu yazdığı kitaplar ile de alanında ne kadar uzman olduğunu kanıtlamakla kalmıyor, akıcı diliyle kendini çok rahat okutturuyor. Eğer hayatınızı bir şekilde anlamaya çalışanlardansanız mutlaka size yön veren bir bölümü var kitabın. Antik çağ filozoflarından günümüze kadar bize yol göstermeye çalışanlardan esinlenerek psikoloji ile felsefenin temel ilişkisini de ortaya koymuş.
Kitap akıcı, çok fazla bölümü olması dolayısıyla hızlı gidiyor. Keşke dediği sorunları anlayabilsek hızlıca ve çözümlerini pat diye yapabilsek… Ama böyle bir şey mümkün olmadığından okumaya, anlamaya, anlamlandırmaya ve iç huzurumuzu bulmaya çalışıyoruz. O nedenle kitaplar, filmler, filozoflar ve psikoloji var işte.
Hayat BilgisiAlper Hasanoğlu · Pinhan Yayıncılık · 202429 okunma
Beklediğimden daha zayıf buldum kitabı. Hemen hemen aynı şeyleri tekrar etmiş. Elbette “dokunan” kısımları var ama istediğim derinlikte değildi.
Ben birkaç yıldır fark ettim dokunsal bir insan olduğumu. Daha öncesinde bilmiyordum bunu. Tıpkı sevmek gibi, bilmek gibi, dokunmayı da öğreniyor/öğrenmeli insan. Bu yetilerin hiçbiri doğuştan gelmiyor bize. Önemli olan niyetli olmak, öğrenmeye açık olmak. Karakterlerimizin elbette önemi vardır nasıl dokunacağımızda veya dokunamayacağımızda fakat eksikliği bir yıkıma götürebilecek kadar elzem bir mefhum “dokunmak/dokunulmak”…
Aytuğ Akdoğan’ın YouTube’da yaptığı programdan özetler içeriyor kitap. Videoları da izlediğim için anımsadım çoğunu. Kitaba çevrilen bu yazıların yahut okuma metinlerinin içeriğinden ziyade Aytuğ’un yaptığı iş çok kıymetli geliyor bana. Türkiye gibi bir ülkede edebiyat programı yapmak ve başarı sağlamak çok güç olmasına rağmen üslubu sayesinde bence bunu başardı. Onlarca kitap anlatan, eleştiri yapan yahut öneren arkadaş var sosyal medyada. Bunu tarzı ile farklı bir boyuta taşıdığını düşünüyorum.