Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Neyin var? Niçin ağlıyorsun?" diye sordum."Vah sana ey Fatıma…" dedi."Bu ümmetin sorumluluğu benim omuzlarıma yüklendi. Ümmetin içindeki ve yeryüzü üzerindeki bütün aç fakirleri, kimsesiz hastaları, sahipsiz çıplakları, gönlü kırık yetimleri, ezilmiş mazlumları, garipleri, kimsesizleri, esirleri, elden ayaktan düşmüş ihtiyarları, bir başına kalmış dul kadınları, ailesi kalabalık olup da kazancı az olanları ve bunlar gibi nice insanları düşündüm. Biliyorum ki, Rabbim bunların hesabını kıyamet gününde bana soracaktır… O gün onlar adına beni Hz. Muhammed (s.a.v.) dava edecektir. O günde bir dayanağımın olmamasından korktum da onun için ağlıyorum."İşte onun ümmete ve bütün insanlığa karşı sorumluluğu böyle netti. Bunu konuĢmasında geçen, "ümmetin içindeki ve yeryüzü üzerindeki bütün" sözünden anlıyoruz. Onun takvalı, anlayışlı ve engin gönlü, ümmetin her bir ferdiyle…Her bir yetimi, ihtiyarı ve dul kadınıyla…Her bir fakiri, hastası ve çaresiziyle…Her bir mazlumu, esiri ve ezilmiĢiyle beraberdi…Bütün bu insanlar onun vicdanında oturuyorlardı… Ona ihtiyaçlarını söylüyorlar,şikayetlerini iletiyorlar ve -ona göre- kıyamet gününde Allah'ın huzurunda dava etmek için kendisini bekliyorlardı. Onu yarın onların elinden ancak bugün onlara sunacağı hak, adalet, iyilik ve iyi işler kurtarabilirdi…
Bağdat'a Rum diyarından bir Dehrî gelip insanların inançlarını sarsmak için ilim adamları ile münazaralara girişiyormuş. Bütün Bağdat âlimleri bu Dehri karşısında aciz kalıp sorularına cevap veremediler. Yalnız görüşmediği âlim İmam Hammad kalmıştı. İmam Hammad ise, ben de gidip münazarada cevap veremeyip aciz kalırsam cahiller arasında İslâm
Çağrı yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Müslüman olmayan bir ülkede doğan bir kişi, ana babası gayr-ı müslim olduğu ve sırf bu çevrede doğduğu için Müslüman olmadığına göre, bu kişi cehenneme mi gidecek? Kişinin doğduğu yer ve çevresi onun Müslüman olması için asıl etken değildir. Asıl etken, kişinin bizzat kendisi, kendi iradesidir. Vahyi bilgiye ulaşanlar için, Hz. Peygamber'in
Rabbine dönüp, 'Ey Rabbim, benim büyük bir derdim var ,' deme; derdine dön ve de ki, 'Ey derdim, benim büyük bir Rabbim var.'
20. Hani bir zamanlar Mûsâ, kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Allah’ın size geçmişte lutfedip bahşettiği nîmetleri bir düşünün; hani aranızdan Peygamberler çıkarmış, sizi özellikle Yûsuf Aleyhisselamı ve Mısır’da yöneticiler, hükümdarlar yapmış ve dünyada başka hiç kimseye vermediği nîmetleri size vermişti. İşte, bugün yine bu nîmetlere sahip
Rabbim bize şah damarımızdan yakındır ..Icimizdedir..
"İnsan, sadece mikrokozma ve makrokozma dünyalarının birbirine benzemesiyle kalmaz; insan aslında dünyadır. Meister Eckhart bunu şöyle açıklar: "Tanrı'yı gördüğüm göz, Tanrı'nın beni gördüğü gözle aynıdır. Benim gözüm ve Tanrı'nın gözü tek gözdür, tek bir çehredir, tek bilgidir ve tek aşktır. Burada Tanrı ve dünya arasındaki tüm ayırım yok olur. Tanrı her şeydedir/tümdedir, her şey de/tüm ise Tanrı'nın içindedir. Bu yüzden insan da aslında Tanrı'nın içindedir ve Tanrı da insanın içinde... Tanrı diğerlerinin hepsinin üstünde var olan bir varlıktır ve tüm varlıklardan öte bir hiçliktir."
Reklam
~~~ Ezelde tanışıklığımız var, bilmezsin sen. Rabb'im senin adını , benim avuç içime dökmüş gül niyetine. Kokundan bildim seni. ~~~
Rabbim! Kainati yaratan ve onu düzene koyan Rabbim!.. En küçük canlıları dahi bir tertip üzere yaşayıp hepsinin rızkını veren ve hiçbir gün unutmaya Rabbim!.. Ey evvelkilerin ve sonrakilerin yegâne sığınağı, Cennet ile Cehennem'in; Kudüs ile Harem'in; Kâbe ile Zemzem'in Rabbi. Ey doğunun ve batının, güneyin ve kuzeyinyegâne sahibi yüce Allah!.. Ey herkesi Kendisi'ne muhtaç olup da kimseye ihtiyacı olmayan!.. Ey noksandan, kusurdan ve ayıptan münezzeh olan ulu Allah'ım. Benim rızkım ve ruhumun gıdasını aşktan eyle. Şu aşkla dolu ulu mabet hakkı için, güneş doğup battıkça bana aşk derdi ver. Dünya ile birlikte var olan şu Ka'be'nin temelleri gibi aşk binasının temellerini de benim gönlümde daim eyle. Her lahza, her an, her zaman aşk ile coşkumu arttır, özlemimi çoğalt. Aşk belâsıyla beni içli dışlı eyle ve bir an olsun beni o belâdan ayırma; ben var oldukça belâdan yüz çevirtme. Yalvardıkça ben belânın acısıyla, Sen ayrık belâlar vererek o acıyı unuttur. Bu duamı kabul eyle ey Kimsesizler Kimsesi!
Sayfa 31 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
dile kolay...
"O'nun , fakirleri fakir olduğu için unutup, zenginleri de zengin olduğu için hatırlayıp yardım ettiğini mi sanıyorsunuz! Madem ki Rabbim halimi biliyor, benim hatırlatmama ne lüzum var. O, öyle istiyor, biz de O'nun istediğini istiyoruz." O'nun istediğini istemek, dile kolay. Zira nimetlerin sevildiği gibi sevilmek istiyor belalar.
827 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.