Bugün Mikasa ile tartıştık. Tayt giyme dedim. Üniforma bu dedi. Kıskanıyorum dedim. Sen beni böyle tanıdın böyle sevdin dedi. Haklıydı. Kalbim kabul etmese de mantığım üstün geldi. Hep bir yerlerdeler, bir sürü Keşif Birliği ile hep bir koşturma.. Benle de ilgilen dedim. Alyoşa beni darlama dedi. Mesut abiye gidiyorum. Azıcık içimi dökecem. 😢
Gece Masalcısı
Canım yaşamak istiyor,bende , mantığım ne derse desin yaşıyorum.Varsın dünyanın gidişatına inancım olmasın,ama baharda yeşeren pırıl pırıl ağaç yaprakları,mavi gök,bazen inanır mısın, niçin sevdiğimi bilmediğim bir adam ruhuma öyle yakın geliyor ki!
Fyodor Dostoyevski
-Siz De Değerli Olanı Paylaşın-
-Son zamanlarda yabancı dizilere karşı artan ilgimle uzun bir listeyle izlemeye koyuldum dizi\film'eri. İzledikçe bir kez daha ayaklarımızın altına aldığımız değer ve ahlâkı yapımızı ne kadar çiğnediğimizi fark ettim.
-Katılıyorum kardeşim,ben de yazar/senaristlerin bu tutumlarına oldukça karşıyım.İnsanı rahatsız ediyor.Aslında paylaşmak lazım izlenilen temiz ve kaliteli filmleri ve okunulan temiz ve kaliteli kitapları.Bu sayede insanı rahatsız etmeyecek hatta fayda verip ufuk açan;değil müstehcen içeriklerin olması insanı ahlâki anlamda bir temele oturtan film/kitaplara ulaşmak daha mümkün olacaktır.
Bu mesajı okuyan herkes bence bunu yapmalı,yapmalı ki insanın ailesiyle,arkadaşlarıyla ve çevresiyle vakit geçirebileceği(izleyeceği,okuyacağı ve paylaşacağı) film/kitap ya da herhangi bir şey olsun.
Unutmamak gerekir ki hayat değerli olanları paylaştıkça güzelleşir.Buna katkı sağlamalıyız...
Önümde el ele tutuşmuş 13-14 yasinda iki kiz yuruyor. Sehir efsanesi midir? Kulturden kulture degisir mi? Bunun kesin bir manasi var midir ? Mesela kolkola erkekte gezer. Ama heteroseksueldirler. Bazi ulkelerde kolkola erkek gey olarak algilanir. Gerci uzun zamandir gormuyorum kol kola erkek. Bazi davranislarin zamanla manalari degisebilir. El ele gezip lezbien olmayan kiz varsa yorum atsin da kurtulalim şu manadan. Belki de hala cocuk hissettikleri icindir. Mesela 25 yasinda olsalardi farkli mi olurdu? Cocuklar cinsiyet ayirmaksizin el ele tutusur. Bu gayet dogaldir. Ayrica escinsellik elestirisi degil bu yazi. Ben elestrilerimi boyle kisa kesmem. Gercekten bir sey elestriliyorsa bence karsi tez sunulmalidir. Bu da uzun bir surec. Belki de makale, kitap yazilmalidir bunun icin. Yine de merak edenler varsa escinsellige karsiyim.
'Kal' deseydin, kalırdım. Demedin oysa...
Kuru bir 'Bitmesin'den başka hiçbir şey demedin.
Öyle kuru, öyle soğuk, öyle uzaktı ki, ondaki anlam!
Bu kadar kolay mıydı her şey, bu kadar yakın mıydık uçuruma?
Savunmayacak mıydın sevgimizi?
'Kal' diye haykırmayacak mıydın ardımdan? Düşündüğüm bu değildi...
Hayal ettiklerim, beklediklerim başkaydı
Bul beni
Bul beni, ben bende değilim.
Sarsıldı benliğim.
Yas verdi yaptığın o son tasvirin.
Düşmanlarımın kalbini sökerken değişmeden kalır bu küstahlığım benim.
Son iki ay'ım çok kötü geçti.
Çatı katı odamın dört duvarları arasında büyük laf eden sözcüklerle oynamaya alışmıştım, anlaşılan.
İnsanlar her zaman içimi boşaltmak peşinde bundan kaçış yok hepsinden uzak durmalıyım, geçmiş olsun artık.
Ödetilecek hesapların hepsi beynimde bu gece bir tuhaf hissediyorum kendimi biliyor musun?
Şahıslarla, şahsen savaşa da karşıyım.
Neden acaba? diye sorduğunu da tahmin edebiliyorum.
Kötü bir şey olduğundan değil de bu durumun alışkanlık haline gelmesinden korkuyorum.
Bıraksalar da biraz ağlasam.
Gel de gülme bu medcezir'li halime.
Kafamda sayısız talanım var sevinmem gereken bir durum mu nedersin?
Saat çok geç olmuş, neden unutup ve kesip yatamıyorum?
Fazlasıyla bilinmez biriyim, dediğim gibi ben bende değilim yüreğim büyük yangınlarda.
Endişeli Modernlerin ölüm korkusu... Tam bir CHP'li tavrı.
Prof. Dr. Binnaz Toprak ki namıdiğer "Endişeli modern", şimdi CHP milletvekili adayı, ölüm hakkında bir ayetin kendisinin sinirlerini bozduğunu söyledi.
Ayet şu: "Her nefis bir gün ölümü tadacaktır."
Bence Toprak'ın bu sözleri "samimi bir itiraf" kabul edilebilir!
Çünkü ölümden her insan korkar. Ölüm hayatın en
Bul beni
Bul beni, ben bende değilim.
Sarsıldı benliğim.
Yas verdi yaptığın o son tasvirin.
Düşmanlarımın kalbini sökerken değişmeden kalır bu küstahlığım benim.
Son iki ay'ım çok kötü geçti.
Çatı katı odamın dört duvarları arasında büyük laf eden sözcüklerle oynamaya alışmıştım, anlaşılan.
İnsanlar her zaman içimi boşaltmak peşinde bundan kaçış yok hepsinden uzak durmalıyım, geçmiş olsun artık.
Ödetilecek hesapların hepsi beynimde bu gece bir tuhaf hissediyorum kendimi biliyor musun?
Şahıslarla, şahsen savaşa da karşıyım.
Neden acaba? diye sorduğunu da tahmin edebiliyorum.
Kötü bir şey olduğundan değil de bu durumun alışkanlık haline gelmesinden korkuyorum.
Bıraksalar da biraz ağlasam.
Gel de gülme bu medcezir'li halime.
Kafamda sayısız talanım var sevinmem gereken bir durum mu nedersin?
Saat çok geç olmuş, neden unutup ve kesip yatamıyorum?
Fazlasıyla bilinmez biriyim, dediğim gibi ben bende değilim.
Bir golf sahası şantiyesinin beton mikserleri için açık bırakılan kapısından içeri girivermişti martı. Kırıktı bacağı. Kuşluğunun gereği olarak uçmaya çalışmıyor, sekerek ve yerde sürüye sürüye kırık bacağını ilerlemeye çalışıyordu. Uçmak acı veriyordu çünkü ona. Sekmek de acı vericiydi belki ama uçuşun neticesi olarak bir yere konamamak daha acıydı. Konamayacaksa bir kuş, uçuşunun ne anlamı vardı ki? Gözlerinde tuhaf bir ışıltı vardı. Huzura kavuşmuş ya da acının en derinine dalmış gibiydi. Şimdi düşününce bunlardan hangisi olduğunun önemli olmadığını anlıyorum. Huzura kavuşmuştu ve acı çekiyordu. Huzurlu bir acı çekişti.
Bir kum yığınının üstüne kadar çıktı bu şekilde. Orada varlıktan ve hiçlikten bihaber bir süre durdu. Anın geçip gidişini, acı verici anın geçip gidişini bekler gibi bir hali vardı. Ama geçmeyecekti. Üstünden geçen bir karga, onu ve bacağının kırık olduğunu farketmiş olacak ki pike yapıp alçaldı ve yanına kondu. Karga, kırık bacaklı martıyı gagalıyor, tüylerini yolmaya çalışıyor ve kum yığınından aşağı doğru itmeye çalışıyordu. Müdahale etmeden izledim hepsini. Çünkü bazen bir karganın, bir kum yığını üzerinde eylemsizliği arayan bacağı kırık bir martıya güç gösterisi yapmasına izin vermeli. Onlar yum yığınının ardında bense kendi köşemde kendimin içinde gözden kaybolduk.