Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İslâmî anlayışa göre, insanın şeytanî olanla mücadelesi, ikilikten kurtularak mutlak olanı idrak etme, yani birlikte ebediyete erme mücadelesidir. Orda artık şeytan bile bir melekten başka bir şey değildir. İkilikte kaldığı müddetçe, insanı gelip geçici şeylere bağlamaya çalışan şeytanın en önemli görevi, dünyada ebediyete erme vehmini yaratmaktır."
"İnsanın hürriyeti, daha doğrusu insan oluşu, şeytanla karşı karşıya bırakılmış olmasıyla ilgilidir."
Reklam
"Mevlânâ bir rubaisinde, Nietzsche'den asırlarca önce, cihanın canını ( Öz-Bir) aramak üzere, fenomenlerin iç yüzüne dalan sanatçıyı şöyle tarif etmiştir: "Kendimi mest olarak bir düzenle oraya atayım, bakayım cihanın canı orada mıdır? Ya özlediğim yurda ayağımı basarım yahut başımı da gönlüm gibi kaptırıp giderim." Özlenen yurt, ney'in, yani Kâmil İnsan'ın, ayrı düştüğü için şikâyet ettiği yurttur."
"Küreselleşen dünyanın ilimde, sanatta, felsefede nereye geldiğini bilmeden, yani kendi içine kapanarak varabileceğiniz bir yer yok. Gerektiğinde dışarıdan da bakabilmelisiniz, hatta bu şarttır; ama içeridekilere akıl vermek için değil, dönüp üretime ve yeniden inşa faaliyetine katılmak için. Yani "eve dönüş"... Dönüşte evinizi beğenmeyebilirsiniz, giderken bıraktığınız ev artık ihtiyaçlarınıza cevap vermiyor olabilir. O halde onu ya -yeni ihtiyaçları da göz önüne alarak- özenle restore eder yahut temelleri üzerine yeni bir ev inşa edersiniz! İçinde yaşayabileceğiniz yeni bir ev! Yeni bir estetik! Aşk Estetiği ile benim yapmaya çalıştığım bundan başka bir şey değildi."
"Bir ara "Yaratıcı Muhafazakârlık" diye bir kavram geliştirmeye çalışmıştım. Bırakın yaratıcılığı ve geleneği yeniden üretmeyi, muhafazakârların neyi, nasıl muhafaza etmeleri gerektiği konusunda bile sarih bir fikre sahip olmadıklarını gördüm. Eğer yıkmazlarsa, onararak tahrip ediyor, daha da kötüsü, sadece sevgi değil, bilgi ve yaratıcılık gerektiren geleneği -aksi takdirde hareket alanımızı daraltan göreneklere dönüşür- eski eserlerin sıradan benzerlerini üreterek büsbütün devam edemez hale getiriyorlar. Doğu'yu ve Batı'yı geçmişi ve bugünüyle bilen yaratıcı sanatkârların içinden geldiğimiz dünyanın estetiğini yeniden üretecek çalışmalar yapmaları gerekirdi. Bunu yapması beklenenler, sürekli kendini tekrarlayan -ve halinden yakınıp duran- kısır bir şiirin içine kapanmış görünüyorlar."
Ölmeden Önce Ölünüz
Nitekim sufiler, kendilerinden geçip hislerinden uzaklaştıkları zaman bu makûlata uymayan pek çok hali müşahade ettiklerini söylemektedirler. Gazzali ye göre bu hal, bir çeşit ölüm halidir.
Reklam
Gölgenin siyaha mail oluşu, sahibi ile arasındaki uzaklıktandır. Dağları görmez misin gözden uzaklaştıkça siyah görünür. Halbuki dağların rengi, histe göründükleri gibi değildir. Bunların böyle görünmelerine uzaklıktan başka sebep yoktur. İbnül Arabi
Künuz el-Hakayık tan
Halbuki şekiller aldatıcıdır. Allah bir şekli güzel göstermiştir; ama "Her görünen göründüğü gibi olsaydı, Peygamber o kadar keskin, o kadar aydınlatıcı görüşüyle yine de "Allah'ım dünyayı temiz kullarına nasıl gösterdiysen bana da öyle göster." der miydi?
cinsi içgüdü; sevginin kaynağı değil, sevmek ihtiyacının tezahürlerinden sadece biridir. Çünkü sufilere göre alemin yaratılmasının sebebi, cihanşümul bir prensip olan aşktır.
Ezeli hükme göre kainatın bütün zerreleri çift çifttir ve her cüz'ü kendi çiftine âşıktır. Mevlana
Reklam
soyutlama eğilimi, insanın dış dünya karşısındaki büyük iç huzursuzluğunu gösterir. Psikolojide maddi meydan korkusu (agorafobi) adı verilen bu tepkinin bir sonucu olarak insan ruhunu büyük bir huzur ihtiyacı kaplar.
Obje kişiliksizdir
...bir bulutla kararmak, bir ırmakla gürül gürül akmak, kendimizi kendimiz olmayana öylesine bir cömertlik ve coşku ile vermek ki bütün bu estetik durumda verdiğimizin hiç farkında olmamak; gerçekten çizgi, ritim, ses, bulut, rüzgar, kaya, ırmak olduğumuzu sanmaktır. S. Kemal Yetkin/ Estetik ve ana sorunları
İkonoklazm Hareketi
Doğu Roma İmparatorluğu'nda .........745 yılında kiliselerdeki bütün dini resimler imha edilir. Protestanlığın kurucusu Luther de kiliselerden dini tasvirleri kaldırmıştı.
o zamanki putperestliği önlemek için
Ezraki'nin rivayetine göre Hz. Peygamber sav, "Elimin altındakiler hariç" diyerek bütün resimlerin silinmesini emretmişti. Elinin altındaki resim, Çocuk İsa ile Meryem'di. Bu resmin Kâbe'de, halifelik iddia eden Abdullah b. Zubeyr'in Kâbe'ye sığınması ve Emevi kuvvetleri tarafından kuşatılması üzerine çıkan yangında tahrip olmasına kadar (H.63) kaldığı söylenmektedir.
Kestirip atılır mı öyle sanki
Farabi ye göre,"Hakikatler merdivenin en aşağı basamağında duran şiir, yalandan ve abesiyattan ibarettir."
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.